yemek tarifleri

DEVAM EDEN YARGILAMA SÜRECİ HAKKINDA AÇIKLAMALAR

01 Mayıs 2013 | Yazdır Yazdır


Bilindiği gibi, mahkemenin

“önceden rapor veren bilirkişi kurulundan davacıların ve davalının daha önce ve rapordan sonra yapılmış itirazlarını karşılayan kabul edilmeme sebeplerini açıkça belirten denetime elverişli ek rapor düzenlenmesinin istenmesi”

sonrası,  görevlerinden çekilmeleriyle,   08/03/2013 tarihli duruşmada mahkeme;

“ Gerek asıl dava gerekse birleşen 4 adet dava olmak üzere tarafların iddia ve savunmaları daha önceden karara bağlanmış kesinleşmiş 6ATM dosyası bu dosyada alınan bilirkişi raporları bu raporlara yapılan itirazlar ve dosyaya sunulan tüm deliller birlikte değerlendirilerek tarafların davada haklılık durumlarının belirlenebilmesi yapılan işin sözleşmeye, şartnameye onaylanıp ruhsata bağlanmamış projeye uygun olup olmadığının tespiti, projeye aykırılık varsa bunun nasıl giderileceği, giderildikten sonra bu duruma göre ruhsat alınıp alınamayacağı tarafların istedikleri alacak ve diğer taleplerin hesaplanabilmesi ve karara bağlanabilmesi konusunda mahkemeye yardımcı olacak rapor alınması”

Amacıyla yeni bir bilirkişi kurulu görevlendirilmiş ve kurul görevine başlamıştır.

Umudumuz ve dileğimiz odur ki, görevlendirilen bilirkişiler, mahkemenin kararına uygun olarak; işin, yani anlaşmazlık ve dava konusu inşaatların, SÖZLEŞMEYE, ŞARTNAMEYE, ONAYLANIP RUHSATA BAĞLANMAMIŞ PROJEYE UYGUN OLUP OLMADIĞINI gerçekçi biçimde tespit eder ve adaletin gerçekleşmesine katkı sağlamış olurlar.

Çok kez açıklamış olmamıza karşın, bilinen çevrelerce kafası karıştırılan kimi ortaklarımızın endişelerini gidermek ve bilgilendirilmek amacıyla aşağıdaki konular hakkında gerekli açıklamaların yeniden yapılmasında yarar görülmektedir.

VEKALETNAME KONUSU

ÖZET OLARAK,

Arsa sahibi kooperatifinin 28.08.2000 tarihinde, taraflar arasındaki sözleşmeyi feshi ve sözleşmenin feshi ile birlikte azlettiği 15.12.1999 tarihli vekaletname ile ilgili Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşmiş, 08.03. 2006 gün ve E 2003/668, K.2006/74 sayılı kararı, “…davalının tek yanlı olarak taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmesinin haksız ve geçersiz olduğunun tesbitine, akdin aynen ifasına” ve Yargıtay’ ın “özellikle hüküm fıkrasındaki “akdin aynen ifasına” ifadesinin sözleşmenin yürürlükte olduğu şeklinde anlaşılmasının” gerektiği yönündeki onama kararı sonrası, arsa sahibi kooperatif, sorumluluğu gereği, fesih ihbarı ile birlikte iptal ettiği vekaletnameden daha geniş yetkiler içeren 12.01.2007 tarihli yeni vekaletnameyi müteahhide vermiştir.

Sözleşmenin 13. Maddesine uygun şekilde düzenlenerek verilen vekaletname, müteahhidin sözleşmeyle üstlendiği bütün yükümlülüklerini, eksiksiz ve zamanında yerine getirmesi,  yani,  onaylı projesine aykırılıklar nedeniyle 21.03.2001 tarihinde, ilgili belediye tarafından mühürlenerek yapımı durdurulan inşaatların, onaylı projesine aykırılıkları giderip onaylı projelerini ruhsata bağlatıp inşaatlara başlamak ve tamamlamak için gerekli olan bütün yetkileri fazlasıyla içermektedir.

Mahkeme, müteahhidin talebiyle sınırlı yani, fesih ihbarının yapıldığı 28.08.2000 tarihine kadar, hiçbir sorunla karşılaşmadan kullanmakta olduğu vekaletnamenin iptalinin haksızlığına karar vermiştir.  Daha önce, bir süre kullanılmış ancak kooperatife ait olmayan, ilgili belediyelere ait yetkileri içermesi yanında sözleşmeyle de çelişen hükümler taşıması ve yapımı kararlaştırılan onaylı projelerin kooperatifin onayı olmadan değiştirilmek istenmesi nedeniyle iptal edilen ve hiçbir zaman dava konusu yapılmamış 26.09.1996 tarihli vekaletnamenin yeniden müteahhide verilmesi gerektiği yönünde müteahhidin bir talebi, mahkemenin de bir kararı yoktur.

Bilirkişiler tarafından müteahhide verilmesi istenen 26.09.1996 ve 24.11.1999 tarihli iki ayrı vekaletname, arsa sahibi kooperatif tarafından, 07.12.1999 tarihinde iptal edilmiş ve yerine,  sözleşmenin 13. Maddesine uygun, müteahhidin bütün yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesi için gerekli bütün yetkileri içeren yeni tek bir vekaletname, 15.12.1999 tarihinde düzenlenerek müteahhide verilmiştir. 15.12.1999 tarihli vekaletnamede, müteahhidin sözleşmeyle üstlendiği bütün sorumluluklarını zamanında yerine getirmesi için gerekli olan bütün yetkiler yer almıştır.  Sadece, kooperatife ait olmayan, ilgili belediyelere ait imar palanı ve parselasyon planlarını yapmak ile uygulanması sözleşme gereği olan onaylı projelerin değiştirilmesi yetkileri 15.12.1999 tarihli vekaletnamede yer almamıştır.

Bunun dışında arsa sahibi kooperatif, yargılamanın devam ettiği süreç zarfında, bilirkişilerin iddialarının aksine, yapımı mühürlenerek durdurulan inşaatların ─30.07.1998 ve 21.01.2000 tarihinde onaylanmış projelerinin ruhsata bağlatılarak─ yapılması için, gerekli olan bütün yetkileri eksiksiz içeren 06.01.2003, 27.01.2003 ve 06.03.2003 tarihli vekaletnameleri, sözleşmenin 13. Maddesine uygun olarak düzenleyerek müteahhide vermiştir. Müteahhit bu vekaletnameleri kullanarak 30.07.1998 ve 21.01.2000 onaylı projelerin ruhsata bağlanması için ilgili belediyeye başvurmuştur.

İlgili Çankaya Belediyesi, onaylı projeleri ruhsata bağlatılmadan yapılmış inşaatların, onaylı projelerine de aykırı yapılması nedeniyle daha önce onayladığı projeleri ruhsata bağlamamıştır. Aynı konuda arsa sahibi kooperatifin de yaptığı çok sayıda başvuruya , ilgili belediye aynı nedenlerle olumsuz yanıt vermiştir. Anlaşmazlık konusu mevcut inşaatlar halen mühürlüdür ve onaylı projeleri ruhsata bağlatılamamaktadır.

Geçmiş bilirkişilerin hiç değinmediği, inşaatların yapımının mühürlenerek durdurulmasının nedeni, inşaatların, ruhsata bağlatılmamış onaylı projesine aykırı yapılmış olmasıdır. Onaylı projelerin ruhsata bağlatılamamasının nedeni ise, geçmiş bilirkişilerin iddialarının aksine, onaylı projesine aykırı yapılmış inşaatların projesine uygun duruma getirilmemesi, ya da Çankaya Belediyesinin mahkemeye gönderdiği 12 Temmuz 2005 tarih ve 20749 sayılı yazılarında belirttiği gibi, “…yeni bir mimarı tadilat mimari proje” değişikliği yapılmamasıdır.

Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.03. 2006 gün ve E 2003/668, K.2006/74 sayılı, sözleşmenin yürürlükte olduğu ve aynen ifası yönündeki kararının aynen uygulanmaması, yani onaylı projesine aykırılıklar nedeniyle ilgili belediye tarafından mühürlenerek yapımı durdurulan inşaatların yapılmamasının nedeni, müteahhidin ve müteahhidin yönlendirdiği geçmiş bilirkişilerin ileriye sürdüğü gibi vekaletname yokluğu ya da vekaletnamedeki yetki eksikliği değildir.

Yargı kararı gereği müteahhidin sorumluluğu, yargı kararıyla da yürürlükte olduğu ve AYNEN uygulanması karara bağlanan sözleşmeye göre yapımını üstlendiği, ancak ilgili belediye tarafından mühürlenerek yapımı durdurulmuş inşaatları tamamlayarak teslim etmektir. Kooperatifin sorumluluğu da, 28.08.2000 tarihinde iptal ettiği ve dava konusu yapılan 15.12.1999 tarihli vekaletnamenin aynısını müteahhide vermektir. Arsa sahibi kooperatif, müteahhidin sözleşmeyle üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirmesi için gerekli yetkileri fazlasıyla içeren ve iptal edildiği 28.08.2000 tarihine kadar müteahhidin hiçbir sorun yaşamadan kullandığı 15.12.1999 tarihli vekaletnameden daha kapsamlı bir vekaletnameyi 12.01.2007 tarihinde müteahhide vermiştir.

Gerekmesi durumunda, gerekli diğer yetkilerin de verileceği, 23.01.2003, 06.03.2003, 7.03.2003, 08.03.2007, 26.07.2007, 24.08.2007, 12.11.2007, 28.11.2007, 14.12.2007, 29.01.2008 ve 03.03.2008 tarihli yazılarıyla müteahhide noter kanalıyla bildirmiştir. Yine, “ANKARA İMAR YÖNETMELİĞİ” “YANGIN YÖNETMELİĞİ” “ISI YALITIM YÖNETMELİĞİ” “YAPI DENETİM YASASI VE YÖNETMELİĞİ” “DEPREM YÖNETMELİĞİ” gibi mevzuattan kaynaklanan zorunlu değişikliklere kooperatif olarak muvafakat ettiğini ve gerekmesi durumunda benzer değişikliklere muvafakat edeceğini, müteahhide noter kanalı ile bildirilmiştir.

İDARİ YARGI KARARLARI

Geçmiş dönemde hukukçu olarak Mehmet BİLGİN’ in de içinde yer aldığı bilirkişi kurulu 13.10.2005 tarihli raporlarında, dava konusu inşaatların uygulanmasından vazgeçilen ruhsata bağlı eski projelerin yerine, tarafların mutabakatıyla yeniden düzenlenen ve ilgili belediye tarafından da onaylanan mimari tadil projelerinin, İmar Kanununun 21. Maddesinin 2.fıkrası, Ankara İmar Yönetmeliğinin 81., taraflar arasındaki Sözleşmenin 7., 10. ve Sözleşmenin eki Özel Teknik Şartnamenin 1. Maddesine aykırı olarak ruhsata bağlatılmadan inşaatların yapılmış olmasını,

“…Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin Yapı Denetimleri 95/2-b maddesine göre imar mevzuatına aykırı olmamak şartıyla binanın inşası sırasında ihtiyaç duyulan projesine göre yapılan değişikliklerin ruhsata bağlanması, daha önceden belediyesine bir dilekçe veya projesiyle bilgi vermek kaydı ile zorunlu değildir.”

Biçiminde değerlendirmişler ve rapora bağlamışlardır.

Bu görüşler hiç bir biçimde doğru değildir. Taleple sınırlı idari yargının,  ( Çankaya Belediye Encümeninin mimari projesine aykırı olan kısımları nedeniyle verilen para cezasının çok bulunması ve yıkım kararlarının iptali ) dışında bir kararı yoktur. Tarafların mutabakatıyla  uygulamasından vazgeçilmiş eski projelerin yerine, yeniden düzenlenen ve ilgili belediyenin de onayladığı yeni projelerin, Kamu düzeniyle ilgili İmar Kanununun, 21. Maddesinin 2.fıkrası,  Ankara İmar Yönetmeliğinin 81. Maddesi hükmüne rağmen, ruhsata bağlatılması gerekmeyen değişikliklerden olduğu yönünde bir kararı varmış gibi gösterilmesi doğru değildir.

Tarafların mutabakatıyla uygulanmasından vazgeçilen ruhsata bağlı eski projelerin yerine; stüdyo tipi konut olarak projelendirilen yapıların son katlarının dubleks dairelere, zemin katta bulunan bazı konutların iş yerine dönüştürülmesi ve 8 kat olarak projelendirilen binanın 10 kat olarak yapılması ve bu değişikliklere bağlı olarak statik sisteminin, tesisat projelerinin, ısı yalıtımı raporlarının, çatı projelerinin, bina inşaat alanının ve bağımsız bölümlerinin değiştirilmesi ile yeniden düzenlenen, ilgili belediye tarafından da onaylanan yeni mimari tadil projelerin, İmar Kanununun 21, Ankara İmar Yönetmeliğinin 81, taraflar arasındaki Sözleşmenin 7, 10 ve Sözleşmenin eki Özel Teknik Şartnamenin 1. Maddesi uyarınca, ruhsata bağlatılmasının gerekmediği, bu değişikliklerin; Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin Yapı Denetimleri 95/2-b maddesi;

“Vitrin ve pencere sistemlerinin yeniden düzenlenmesi, çatı eğiminin azaltılması veya arttırılması, saçak genişlik ve biçimi ile parapet ve korkulukların şekil ve malzemelerinin değiştirilmesi, bina inşaat alanını ve bağımsız bölümün kendi alanı içinde kalmak ve imar mevzuatına aykırı olmamak şartıyla binanın inşası sırasında ihtiyaç duyulan projesine göre yapılan değişikliklerin inşaat aşamasında ruhsata bağlanması zorunlu değildir.”

kapsamında olduğu hiçbir biçimde doğru değildir.

Doğru olmayan bu tespit ve değerlendirmeler, taraflar arasında anlaşmazlık ve dava konusu inşaatların, onaylı projelerin İmar Kanununa, Ankara İmar Yönetmeliğine ve Sözleşmeye aykırı olarak ruhsata bağlatmadan yapıldığı, onaylı projeleri ruhsata bağlatılmadan yapılan inşaatların da onaylı ancak ruhsata bağlatılmamış projesine aykırı yapıldığı, bu nedenle de ilgili belediye tarafından mühürlenerek yapımının durdurulduğu, yapımı mühürlenerek durdurulan inşaatların onaylı projeleri idari yargı kararına rağmen ruhsata bağlatılamadığı ve inşaatların yapılamadığı gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır.

Tarafların mutabakatıyla eski ve ruhsata bağlı projelerin uygulanmasından vazgeçilerek yeniden oluşturulan mimari tadil projelerinin,  3194 sayılı İmar Kanununun 21. Maddesinin 2. Fıkrasına, Ankara İmar Yönetmeliğinin 81., taraflar arasında ki sözleşmenin  7.,10. Ve Özel Teknik Şartnamenin 1. Maddeleri uyarınca ruhsata bağlatılması gerekmeyen inşaatlardan olduğu yönünde, görüş bildiren ve rapor düzenleyen bilirkişilerin görüşleri doğru değildir.

YARGI KARARI ÖNCESİ SÖZLEŞMENİN FESHİ İLE YARGI KARARI SONRASI FESHİN İSTENMESİ

Arsa sahibi kooperatifin,  1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, kooperatif ana sözleşmesi ve kooperatif ortaklarının iradesinin karara bağlandığı kooperatif genel kurul kararları doğrultusunda,  serbest, yarışmacı ve katılımcı bir piyasa ortamında düzenlediği ve benzeri bir işi (en az 120 konutluk) bitirmiş, Ticaret ve Sanayi odasına kayıtlı ve “A” grubu müteahhitlik karnesine sahip olan ülke genelindeki girişimcilerin katılabildiği ihale sonunda, düzenlenen sözleşmeyle, ( üretilecek konutların yarısından çoğunun Yüzde 53.66 sının bedeli karşılığında, ) sözleşmeye, sözleşmenin eki özel teknik şartnameye, kamu düzeniyle ilgili imar mevzuatına, ülkemizde yapılarla ilgili Standartlara ve yönetmeliklere, fen ve sanat kurallarına, tarafların mutabakatıyla, İmar Planına ve sözleşmeye uygun olarak hazırlanan, ilgili belediye tarafından da onaylanan projelerine uygun, kooperatifin onaylayacağı uygulama ve detay projelerine göre ve yine kooperatifin onay vereceği piyasanın en kaliteli TSE ve İSO 9001 belgeli işletmelerin ürünleri kullanılarak, birinci sınıf inşaat kalitesinde, süper lüks tarifi içinde en iyi işçilikle yapılması, taraflar asında düzenlenen sözleşmeyle kararlaştırılmıştır.

Arsa sahibi kooperatifin bütün iyi niyetli girişimlerine, maliyeti azaltıcı yaklaşımlarına, yapıcı uyarı ve ihtarlarına rağmen,

1- İnşaatların yapım işinin devredilmesi (Sözleşmeden kaynaklanan bir yetki, arsa sahibi kooperatifin de onayı olmadan),

2- Tarafların mutabakatıyla sözleşmeye, özel teknik şartnameye, imar planına ve plan notlarına uygun olarak hazırlanan, ilgili belediye tarafından da onaylanan projelerin, İmar Kanununa, Ankara İmar Yönetmeliğine, sözleşmeye ve sözleşmenin eki özel teknik şartnameye aykırı olarak, ruhsata bağlatılmadan imalatların yapılması ve yapılmak istenmesi,

3- Onaylı projeleri ruhsata bağlatılmadan yapılan inşaatların, taraflar arasındaki sözleşmeye, özel teknik şartnamesine, onaylı projesine aykırı yapılması ve yapılmak istenmesi,

Gibi nedenler karşısında, arsa sahibi kooperatif, sözleşmenin feshini istemek durumunda kaldı. Başka ne yapabilirdi? Yapılabileceklerin hepsini yaptı. Müteahhit sözleşmenin feshini kabul etmeyerek inşaatların yapımını sürdürdü. Arsa sahibi inşaatların yapımını durdurmak istemesine rağmen durduramadı. Müteahhit sözleşmenin haksız fesih edildiğini ileriye sürerek inşaatların yapımını ilgili belediyenin inşaatların yapımını mühürleyerek durdurduğu 21.03.2001 tarihine kadar hiç ara vermeksizin sürdürmüştür.

Müteahhidin başvurusu üzerine Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.03.2006 gün ve 2003/668-2006/74 sayılı, “…davalının tek yanlı olarak taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmesinin haksız ve geçersiz olduğunun tesbitine, akdin aynen ifasına” kararı ve Yargıtay’ ın “özellikle hüküm fıkrasındaki “akdin aynen ifasına” ifadesinin sözleşmenin yürürlükte olduğu şeklinde anlaşılmasının” gerektiği yönündeki onama kararına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlükte olduğu ve aynen uygulanması karara bağlanmıştır.

Yargı kararı sonrası, yargı kararının ve yargı kararıyla da yürürlükte olduğu karara bağlanan sözleşmeye göre arsa sahibi kooperatifin sorumluluğu, fesih ihbarı ile birlikte azlettiği vekaletnameyi düzenleyerek müteahhide vermekti. Arsa sahibi kooperatif sorumluluğu gereği 28.08.2000 tarihinde, fesih ihbarı ile birlikte iptal ettiği ve iptal edildiği 28.08.2000 tarihine kadar müteahhidin kullanmakta olduğu ve taahhütlerini yerine getirmesi için hiçbir sorun yaşamadığı 15.12.1999 tarihli vekaletnameden daha geniş ve kapsamlı yetkileri içeren vekaletnameyi 12.01.2007 tarihinde, sözleşmenin 13. maddesine uygun olarak düzenleyerek müteahhide vermiştir.

Gerekmesi durumunda ihtiyaç duyulacak yetkileri de vereceğini noter kanalıyla müteahhide bildirmiştir.

Müteahhidin sorumluluğu ise, sözleşmeye, sözleşmenin ayrılmaz eki özel teknik şartnameye, onaylı projesine uygun olmadan yapılmış ve onaylı projesine aykırılıklar nedeniyle de ilgili belediye tarafından mühürlenerek yapımı durdurulmuş inşaatları, sözleşmesine, teknik şartnamesine ve onaylı projesine uygun olarak yapmaktı.

Müteahhit, yargı kararının ve yargı kararıyla da yürürlükte olduğu ve aynen uygulanması istenen sözleşmenin gereğini yerine getirmemiştir. Bir başka anlatımla, onaylı ancak ruhsata bağlanmamış projesine aykırılıklar nedeniyle ilgili belediye tarafından 21.03.2001 tarihinde mühürlenerek yapımı durdurulan inşaatları, onaylı projelerini ruhsata bağlatarak yapmamıştır.

Arsa sahibi kooperatifin bütün iyi niyetli girişimlerine rağmen, müteahhidin, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.03.2006 tarihli, “AKTİN AYNEN İFASI, YANİ SÖZLEŞMENİN YÜRÜRLÜKTE OLDUĞU” yönündeki kararının gereğini yerine getirmemesi, getirmemek için de geçerli olmayan bahaneler ileriye sürmesi karşısında, arsa sahibi kooperatif sözleşmenin feshini mahkemeden istemek zorunda kalmıştır.

Fesih isteğinin haklı ya da haksız olduğuna mahkeme karar verecektir.

Ortaklarımızın ve ilgililerin bilgilerine arz olunur.

Yönetim

yemek tarifleri