- S.S. SAĞLIK ŞİFA KONUT YAPI KOOPERATİFİ - http://www.sagliksifakoop.org -

22.2.2010 TARİHLİ BK RAPORUNA 2. İTİRAZ

Posted By admin On 24 Mart 2011 @ 00:40 In Kategorilenmemiş | Comments Disabled

4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANILĞINA.

                                                                                                       ANKARA

                                                                                                       Dosya No.2007/567

Bilir Kişi Raporuna İtiraz

Eden(DAVALI-K.DAVACI___/ S.S. Sağlık Şifa Konut Yapı Kooperatifi

VEKİLİ___________________/ Av. Cemil Can, Libya Cad. No:32/3 Ahmetler- ANKARA

DAVACI__________________/ 1.)Mehmet Baki Altıntaş,

                                                      2.)SS Çağdaş Grup Konut Yapı Kooperatifi

VEKİLİ___________________/ Av. İbrahim Narman, Büklüm Sok. No:7/9 Kavaklıdere-

                                                     ANKARA

Diğer Davalılar_____________/ Orhan Demirburan ve arkadaşları.

T.KONUSU________________/Bilirkişi raporuna karşı itirazlarımızın sunulmasıdır.

 

Bilirkişi raporunda sonuç itibariyle; müvekkil kooperatifin haksız olduğu belirlenerek buna göre dava ve karşılıklı davalardaki alacak-borç ilişkisi saptanmıştır. Rapora karşı teknik açıdan itirazlarımız detaylı bir şekilde diğer dilekçemizde açıklanmıştır. Bu dilekçemizde davacı müteahhit haksız durumda iken, bilirkişilerin durumu tersine çevirip müvekkil kooperatifi nasıl haksız gösterme gayretkeşliği içine girdikleri açıklanmıştır. Bazı kavramlar zorunlu olarak sıkça tekrar edilmiştir. Zira bilirkişilerin müvekkil kooperatifi haksız göstermek için, davacıların da önüne geçerek, hatta davacıların ileri sürmediği hususları da ileri sürüp “karara bağlayarak” nasıl bir özel gayretkeşlik içine girdiklerini anlatabilmek için başka yol kalmamıştır.

ARSA SAHİBİ KOOPERATİF NEDEN HAKSIZDIR?

 

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, kooperatif ana sözleşmesi ve kooperatif ortaklarının iradesinin karara bağlandığı kooperatif genel kurul kararları doğrultusunda,  serbest, yarışmacı ve katılımcı bir piyasa ortamında düzenlenen ve benzeri bir işi (en az 120 konutluk) bitirmiş, Ticaret ve Sanayi odasına kayıtlı ve “A” grubu müteahhitlik karnesine sahip olan ülke genelindeki girişimcilerin katılabildiği ihale sonunda, düzenlenen sözleşmeyle, (üretilecek konutların yarısından çoğunun Yüzde 53.66 sının bedeli karşılığında) sözleşmeye, sözleşmenin eki özel teknik şartnameye, kamu düzeniyle ilgili imar mevzuatına, ülkemizde yapılarla ilgili Standartlara ve yönetmeliklere, fen ve sanat kurallarına, tarafların mutabakatıyla, İmar Planına ve sözleşmeye uygun olarak hazırlanan, ilgili belediye tarafından da onaylanan projelerine uygun, kooperatifin onaylayacağı uygulama ve detay projelerine göre ve yine kooperatifin onay vereceği piyasanın en kaliteli TSE ve İSO 9001 belgeli işletmelerin ürünleri kullanılarak, birinci sınıf inşaat kalitesinde, süper lüks tarifi içinde en iyi işçilikle yapılması taraflarca kararlaştırılan inşaatların;

 

1-Tarafların mutabakatıyla, sözleşmeye, sözleşmenin eki özel teknik şartnameye, İmar Planı ve imar notlarına göre hazırlanan, ilgili belediye tarafından da onaylanan projelerin, İmar Kanununun 21.  Ankara İmar Yönetmeliğinin 81.  sözleşmenin 7, 10 ve Özel Teknik Şartnamenin 1. maddelerine göre ruhsata bağlatılmamasının,

 

2- Onaylı projeleri ruhsata bağlatılmadan inşaatların yapımının sürdürülmesinin,  

 

3- Onaylı projeleri ruhsata bağlatılmadan yapılan inşaatların onaylı projesine aykırı yapılmasının,

 

4- Onaylı projesine uygun olmadan yapılan inşaatların, ilgili belediye tarafından mühürlenerek yapımının durdurulmasının,  

 

5- Yapımı mühürlenerek durdurulan inşaatların, onaylı projelerinin ruhsata bağlanamamasının, 

 

6-Dava konusu inşaatların, taraflar arasında ihale sonunda düzenlenen SÖZLEŞMEYE, sözleşmenin eki özel TEKNİK ŞARTNAMEYE, kamu düzeniyle ilgili İMAR MEVZUATINA, ülkemizde yapılarla ilgili STANDARTLARA VE YÖNETMELİKLERE, FEN VE SANAT KURALLARINA, tarafların mutabakatıyla, İmar  Planına ve sözleşmeye uygun olarak hazırlanan, ilgili belediye tarafından da onaylanan projelerine uygun, kooperatifin onaylayacağı uygulama ve detay projelerine göre ve yine kooperatifin onay vereceği piyasanın en kaliteli TSE ve İSO 9001 belgeli işletmelerin ürünleri kullanılarak, birinci sınıf inşaat kalitesinde, süper lüks tarifi içinde en iyi işçilikle YAPILMAMASININ VE ZAMANINDA BİTİRİLEMEMESİNİN,

Sorumlusu, neden, arsa sahibi kooperatif olsun?..

Taraflar arasındaki sözleşmeye göre arsa sahibi kooperatifin sorumluluğu, sadece, inşaat yapılacak arsayı teslim etmek ve gerekli yetkileri içeren vekaletnameyi yapımcıya vermektir. Arsa Sahibi Kooperatif, bu sorumluluklarını eksiksiz, zamanında ve gerektiği gibi yerine getirmiştir.

Peki o zaman neden arsa sahibi kooperatif haksız?..

Haksız, çünkü müteahhit öyle istiyor, yaptığı işten değil, yapmadığı işten para kazanmak istiyor, bilirkişiler de öyle uygun görüyor.

Bilirkişilerin arsa sahibi kooperatifi 2. defa haksız göstermelerinin nedeni “azil” nedeniyle durdurulan inşaatları müteahhidin yapamamış olmasıdır. Onlara göre ilk vekaletnameyi kooperatif verseydi; onlar da hatalı yaptıkları inşaatlara göre proje değişiklikleri yaparak; mühürleri de kaldırabileceklerdi. Bunun anlamı kooperatif üyelerinin iradesine peşinen ipotek koyup, eser sözleşmesi ile yapılmasını istedikleri inşaatları onların isteğinize göre değil de,  bay bilirkişiler ile müteahhidin keyfine ve zevkine göre kabul etmektir!…

    

Bu çağdışı isteklere boyun eğmediler diye kooperatif üyeleri ve onları temsil eden yöneticiler haksızdır!?..

 

Bunların yerine “eski hale” (projeye uygun hale) getirme diye bir müessese vardır. Nedense bilirkişilerin aklına bu seçenek hiç gelememektedir…

           

Sözleşme yapılırken müteahhide genel olan bütün yetkiler vekaletname içinde verilmiştir.

Oysa bu yetkilerin önemli bir kısmı arsa sahibinin oluru ile kullanılabilecek yetkiler olup, bu husus sözleşmede ayrıca altı çizilerek belirlenmiştir.

 

Sözleşme ile vekaletname arasında çelişki gibi gözüken bu durum 2. vekaletname verilerek giderilmiştir. Ve iki tarafında yetkileri belirlenip netleştirilmiştir.

 

Müteahhit buna itiraz etmiştir. Fakat 2. vekaletnameyi kullanmaya da devam etmiştir. Bu konu hiçbir zaman dava konusu olmamıştır. Gerekli olan ve müteahhidin yetkilerini belirleyen vekaletnamede budur.

 

Bunu da feshettikten sonra verilen 3. vekaletnamedeki yetkiler bundan aşağı kalır değildir.

 

Hal böyle olunca, kooperatifin haksızlığını bu vekaletnameye bağlamak en hafif tabiri ile davacının iddia etmediği bir hususu onun yerine iddia ile kabul ederek davacı yerine geçmektir. Bizim de bilirkişi heyetine güvenimizi yok eden ilk davranışı budur… Bu nedenle de heyetin ‘teknik üyeleri’ teknik ve  ahlaki zafiyet içinde değerlendirilmektedir!..

 

Dava konusu, yani taraflar arsındaki anlaşmazlık konuları;

 

A-    İNŞAATLARIN YAPILMASI İÇİN VERİLEN VEKALETNAMELER BAKIMINDAN:

 

Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşmiş, 08.03. 2006 gün ve E 2003/668, K.2006/74 sayılı, AKDİN YÜRÜRLÜKTE OLDUĞU VE HİÇBİR ZAMAN FESİH EDİLMEMİŞ OLDUĞU YÖNÜNDEKİ KARARI sonrası, Arsa sahibi kooperatif, dava konusu fesih ihbarı ile birlikte 28.08.2000 tarihinde iptal ettiği, yani, fesih ihbarına kadar müteahhidin kullanmakta olduğu vekaletnameden daha geniş yetkiler içeren vekaletnameyi, 12.01.2007 tarihinde sözleşmenin 13. Maddesine uygun olarak düzenleyerek müteahhide vermiştir. Bir başka anlatımla, dava konusu fesih ihbarı önceki durum gerçekleşmiştir. Bu vekaletname, müteahhidin sözleşmeyle üstlendiği bütün yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesi,  yani,  “inşaata başlamak ve sürdürmek için”  için gerekli olan bütün yetkileri fazlasıyla içermektedir. Aksi iddialar, doğru değildir…Mahkemeyi aldatmaya ve hatta mahkeme yerine geçip karar vermeye dönük çabalardır!.. Buna izin verilmemelidir…

Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.03.2006 gün ve 2003/668-2006/74 sayılı sözleşmenin yürürlükte olduğu yönündeki kararı, 28.08.2000 tarihli fesih ihbarı ile birlikte, müteahhidin o tarihe kadar kullanmakta olduğu 15.12.1999 tarihli vekaletnamenin iptal edilmesiyle ilgilidir.

Mahkeme, müteahhidin talebiyle sınırlı olarak, kooperatifin 28.08.2000 tarihli sözleşmenin fesih talebini ve aynı tarihe kadar müteahhidin kullanmakta olduğu 15.12.1999 tarihli vekaletnamenin iptali işlemlerini görüşerek,  sözleşmenin yürürlükte olduğuna ve 15.12.1999 tarihli vekaletnamenin iptalinin haksızlığını karara bağlamıştır. Müteahhidin 28.08.2000 tarihine, yani, fesih ihbarının yapıldığı tarihe kadar kullanmakta olduğu vekaletname dışında, hele sözleşmeyle çelişen bir vekaletnamenin müteahhide verilmesi gerektiği yönünde mahkemenin bir kararı yoktur. Bu konuda müteahhidin de mahkemeden herhangi bir talebi olmamış ve bu konuda hiçbir zaman bir davada açmamıştır. Buna rağmen, bilirkişilerin sanki mahkeme vekaletname konusunda farklı bir hüküm vermiş gibi yanıltıcı ifadeler kullanılması görevlerinin içindeki bir iş değildir. Daha önce bir süre kullanılmış ve iptal edilmiş, iptal edildiği için de taraflarca hiçbir zaman dava konusu yapılmamış 26.09.1996 tarihli vekaletnamenin bu kararla ilişkilendirilmesi, mahkemeyi yanıltarak müteahhide çıkar sağlamak içindir.  Bilirkişilerin ‘özel ve teknik bilgi sahibi olanları’ ahlaki zafiyetlerini  de bu noktada  gizleyememişlerdir..

Müteahhidin istediği ve onun adına gerçekleri çarpıtarak yorumlayan bilirkişilerin amacı, sözleşmeye ve onaylı projesini uygun olmadan yapılan inşaatların projelerini, istedikleri gibi değiştirmek ve keyfi yapılaşmaya olanak sağlanmasını mahkemeye kabul ettirmektir!…

 

Arsa sahibi Kooperatif, kendisini bağlı saydığı sözleşmede olmayan, hatta sözleşmeye aykırı kimi yetkileri, güven duymadığı müteahhide vermek durumunda değildir. Tarafları bağlayan ihale sonunda aralarında düzenledikleri sözleşmedir.

 

Müteahhidin kendisine verilmesini istediği 26.09.1996 ve 24.11.1999 tarihli vekaletnameler, sözleşmeyle çelişen hükümler taşıması nedeniyle arsa sahibi kooperatif tarafından, 07.12.1999 tarihinde, yani düzenlendiği tarihten 15 gün sonra iptal edilmiş ve yerine,  sözleşmeye uygun, müteahhidin bütün yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesi için gerekli bütün yetkileri içeren yeni bir vekaletnameyi, 15.12.1999 tarihinde düzenleyerek müteahhide verilmiştir. Bilirkişilerin, “öteki ortakların verdikleri vekaletnamede böyle bir kısıtlama yapmadıkları” yönündeki yalan beyanlarının aksine, diğer arsa sahipleri de, benzer biçimde, sözleşmeyle çelişen hükümler taşıyan ve arsa sahiplerinin iradelerini yansıtmayan 24.11.1999 tarihli vekaletnameyi iptal etmişler ve yerine yenisini düzenleyerek müteahhide vermişlerdir. Bu vekaletname, sözleşmenin fesih edildiği 28.08.2000 tarihine kadar müteahhit tarafından hiçbir sorun yaşanmadan kullanılmıştır. Müteahhit tarafından dava konusu yapılan fesih ihbarı ve iptal edilen vekaletname işte bu 15.12.1999 tarihli vekaletnamedir. Bilirkişilerin, daha önce iptal edilmiş ve müteahhit tarafından dava konusu yapılmayan 26.09.1996 ve 24.11.1999 tarihli eski vekaletnameleri dava ile ilişkilendirmeleri ve konu yapmaları, yansızlıklarıyla hiçbir biçimde bağdaşmayan, müteahhidi haklı gösterme çabasıdır.

Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.03. 2006 gün ve E 2003/668, K.2006/74 sayılı, sözleşmenin yürürlükte olduğu yönündeki kararının aynen uygulanmaması, yani inşaatların yapılmamasının nedeni,  müteahhidin ve müteahhidin yönlendirdiği bilirkişilerin ileriye sürdüğü gibi vekaletname yokluğu yada vekaletnamedeki yetki eksikliği değildir. ( inşaatların yapılmasıyla ilgili, müteahhidin hiçbir girişimi, hiçbir zaman ve hiçbir nedenle, vekaletname yokluğu yada vekaletnamedeki yetkilerin eksikliği nedeniyle, hiçbir kurum tarafından geri çevrilmemiştir. Böyle bir durum asla söz konusu değildir.) Arsa sahibi kooperatif, dava konusu fesih ihbarı ile birlikte 28.08.2000 tarihinde iptal ettiği, daha açık bir anlatımla, fesih ihbarına kadar müteahhidin kullanmakta olduğu vekaletnameden daha geniş yetkiler içeren vekaletnameyi, mahkemenin sonuçlanması sonrası, 12.01.2007 tarihinde düzenleyerek müteahhide vermiştir.

Yargı kararı gereği müteahhidin sorumluluğu, yargı kararıyla da yürürlükte olduğu ve AYNEN uygulanması karara bağlanan sözleşmeye göre yapımını üstlendiği, ancak ilgili belediye tarafından mühürlenerek yapımı durdurulmuş ( vekaletname yokluğu yada vekaletnamedeki yetkilerin eksikliğinden değil, onaylı projelerin ruhsata bağlatılmaması nedeniyle) inşaatları tamamlayarak teslim etmektir. Kooperatifin sorumluluğu da, 28.08.2000 tarihinde iptal ettiği 15.12.1999 tarihli vekaletnamenin aynısını müteahhide vermektir. Arsa sahibi kooperatif, müteahhidin sözleşmeyle üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirmesi için gerekli yetkileri fazlasıyla içeren ve 28.08.2000 tarihine kadar kullanmakta olduğu 15.12.1999 tarihli vekaletnameden daha kapsamlı vekaletnameyi düzenleyerek müteahhide vermiştir.

Müteahhidin ileriye sürdüğü, bilirkişilerin de can simidi gibi üzerine atladıkları vekaletname yokluğu ya da yetki eksikliği şeklindeki iddiaları hiçbir biçimde doğru değildir. Doğru olmayan bu iddianın haklılığını paylaşanlar ve iddia edenler, sözleşmede var olan ve sözleşmeye göre müteahhidin arsa sahibi adına tek başına kullanacağı yetkilerin neler olduğunu belirtmeleri gerekir. Sözleşmede olamayan ve müteahhidin sözleşmeye göre yükümlülüklerini yerine getirmesi için gerekli olmayan yetkilerin müteahhide verilmesini isteyenler müteahhitle iş ve çıkar birliği içinde olanlardır. Bunun başka bir açıklaması yoktur!..

Bilirkişiler bu beyanlarımız  nedeniyle bizi şikayet etmeliler!?..

Müteahhidin ve onun adına gerçekleri çarpıtarak yorumlayan bilirkişilerin amacı, (açıktan söylemeseler bile) müteahhidin, sözleşmeden kaynaklanan bir yetkisi, arsa sahibi kooperatifin de onayı olmadan, sözleşmeye, teknik şartnameye ve onaylı projelerine uygun olmadan yaptığı inşaatlara göre, onaylı projeleri tek başına ve istediği gibi değiştirmek, bunun içinde, sözleşmede arsa sahibine ait proje değişikliği yetkilerini içeren bir vekaletnamenin müteahhide verilmesini sağlamaktır.

Ahlaki zafiyet  bu düşüncenin içerisindedir!..

 

Müteahhidin yapımını üstlendiği anlaşmazlık konusu mevcut inşaatları, onaylı projesine uygun yaptığını beyan ettiğine, bilirkişilerinde bu yönde rapor düzenlediklerine göre projelerin değiştirilmesine, dolayısıyla müteahhidin de yargı kararının gereğini yerine getirmesi için, proje değişikliği yetkisine ihtiyacı yoktu. Sözleşemeye uygun olarak düzenlenerek müteahhide verilen vekaletnameyle, ilgili belediyenin onayladığı projeleri ruhsata bağlatıp yapımı mühürlenerek durdurulan inşaatları tamamlayıp yargı kararının ve yürürlükte olduğu karara bağlanan sözleşmenin gereğini yerine getirebilirdi. Yok, müteahhidin beyanları doğrultusunda rapor düzenleyen bilirkişilerin görüşlerinin aksine, müteahhidin ihaleyle yapımını üstlendiği inşaatları, onaylı projesine uygun yapmamışsa (ki arsa sahibi kooperatifi bunu sözleşmenin fesih nedeni saymaktadır.) ve onaylı projesine uygun yapmadığı inşaatlara göre onaylı projeleri değiştirmek istiyorsa, buna müteahhidin hakkı, arsa sahibinin de onayı yoktur.

 

Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.03.2006 gün ve 2003/668-2006/74 sayılı kararı sonrası, 27009 ada 12 ve 13 parseller ile 28146 ada 3 ve 4 nolu parsellerle ilgili kat karşılığı inşaat sözleşmesi davalı kooperatif tarafından haksız şekilde feshedildiği iddiası, doğru değildir. ( arsa sahibi kooperatif, sözleşmeyi fesih etmemiştir. Böyle bir fesih işlemi hiçbir zaman gerçekleşmemiştir.) Arsa sahibi kooperatif, yargı kararı sonrası, 12.01.2007 tarihinde sözleşmeye uygun düzenleyerek verdiği vekaletnameye rağmen, müteahhidin inşaatları yapmaması, yapmamak içinde geçerli olmayan bahaneler ileriye sürmesi karşısında, sözleşmenin feshini mahkemeden istemiştir. Feshe ve fesih isteğinin haklı ya da haksız olduğuna mahkeme karar verecektir.

Haddini bilmez kişiler değil!..

Arsa sahibi Kooperatif, kendisini bağlı saydığı sözleşmede olmayan, hatta sözleşmeye aykırı kimi yetkileri, güven duymadığı müteahhide vermek ve yapımı ihale sonunda düzenlenen sözleşmeyle kararlaştırılan onaylı projelerin değiştirilmesine onay vermek durumunda değildir.

Tarafları bağlayan ihale sonunda taraflar arasında düzenlenen sözleşmedir.

Arsa sahibi kooperatifin mahkemeden sözleşmenin sona erdirilmesini istemesinin nedeni: Müteahhidin, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.03.2006 tarihli, “AKTİN AYNEN İFASI, YANİ SÖZLEŞMENİN YÜRÜRLÜKTE OLDUĞU” yönündeki kararının gereğini, yani yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve arsa sahibi kooperatifin bütün iyi niyetli girişimlerine rağmen getirmek istememesidir.

 

Arsa sahibi kooperatif, müteahhidin açtığı ve lehine sonuçlanan kararın uygulanması istemekten başka ne yapabilirdi?

 

Müteahhidin keyfini ne kadar, ne zamana kadar bekleyebilirdi? Mahkeme kararı karşısında kooperatifin sorumluluğu, müteahhidin taahhütlerini yerine getirmesi için gerekli yetkileri içeren vekaletnameyi vermektir ve bu yetkiler fazlasıyla verilmiştir 

 

Kooperatif bu sorumluluğunu eksiksiz ve zamanında yerine getirmiştir. Müteahhidin sorumluluğu ise; taahhütlerinin gereğini yerine getirmek, bir başka anlatımla, “aynen ifası “ istenen, yani yürürlükte olan sözleşmeye göre inşaatları tamamlamaktır. Müteahhit bu sorumluluğunu yerine getirmemiş, yapacağı işten değil, yapmadığı işten para kazanma yolunu seçmiştir. Bilirkişilerde, müteahhidin bu beklentileri yönünde raporlar düzenlemek suretiyle müteahhidin çıkarlarına hizmet etmektedirler…

 

Mahkeme kararı sonrası, müteahhidin işe devam edememesini, arsa sahibi kooperatifin verdiği vekaletnamenin yetersizliğine bağlayanlar, öncelikle ve her şeyden önce, müteahhidin kullanmakta olduğu ve 28.08.2000 tarihinde iptal edilen 15.12.1999 tarihli vekaletnamede olup da mahkeme sonu 12.01.2007 tarihinde verilen vekaletnamede bulunmayan yetkilerin neler olduğunu belirtmeleri gerekir. Böyle bir yetki eksikliği yoktur. Aksine ilave yetkiler vardır. Buna rağmen bu gerçeği tersine çevirmeye kalkışmak mahkeme yerine geçme çabasıdır. Buna hiçbir şekilde izin verilmemelidir. Bilirkişi heyetinin teknik üyelerinin ahlaki zafiyeti de bu noktada kendini göstermektedir…

 

Arsa sahibi kooperatif, mahkeme kararı sonrası, 28.08.2000 tarihinde, fesih ihbarı ile birlikte iptal ettiği ve iptal edildiği 28.08.2000 tarihine kadar müteahhidin kullanmakta olduğu ve taahhütlerini yerine getirmesi için hiçbir sorun yaşamadığı 15.12.1999 tarihli vekaletnameden daha geniş ve kapsamlı yetkileri içeren vekaletnameyi 12.01.2007 tarihinde, sözleşmenin 13. maddesine uygun olarak düzenleyerek müteahhide vermiştir. Müteahhidin sözleşmeyle üstlendiği yükümlülüklerini ve mahkeme kararının gereğini eksiksiz ve zamanında yerine getirmesini sağlayacak 12.01.20007 tarihli vekaletnamenin gerekli yetkileri içermediği yönündeki görüşler doğru değildir.

12.01.2007 tarihinde düzenlenerek verilen vekaletname, sözleşmenin fesih edildiği 28.08.2000 tarihine kadar müteahhidin kullanmakta olduğu 15.12.1999 tarihli vekaletnamedeki yetkilere ilave yetkiler içermektedir. Verilen yetkilerin dışında ihtiyaç duyulacak sözleşmeye uygun diğer yetkilerinde verileceği 08.03.2007, 26.07.2007, 24.08.2007, 12.11.2007, 28.11.2007, 14.12.2007, 29.01.2008 ve 03.03.2008 tarihli yazılarıyla müteahhide noter kanalıyla bildirmiştir. Müteahhidin, sözleşmeyle üstlendiği taahhütlerini yerine getirmemesinin, yetki eksikliğine bağlanması doğru değildir.

Daha önce, 26.09.1996 ve 24.11.1999 tarihlerinde düzenlenerek müteahhide verilen iki ayrı vekaletnamenin, dava tarihinden önce değiştirilerek yerine sözleşmeye uygun tek vekaletname verilmesinin nedeni, vekaletnamelerde yer alan, ancak, yanlış anlamalara ve uygulamada sorunlara neden olabilecek biçimde sözleşmeyle çelişen, hatta sözleşmeye aykırı kimi ifadelerin vekaletnamelerde yer alması yanında, müteahhidin, yapımı kararlaştırılan ve ilgili belediyesince onaylanmış projeleri, sözleşmeden kaynaklanan bir yetkisi, kooperatifinde onayı olmadan, değiştirmek istemesidir.  Dava tarihinden çok önce, müteahhitte bilgilendirilerek, 07.12.1999 tarihinde iptal edilen 26.09.1996 ve 24.11.1999 tarihli vekaletnamenin yerine, 15.12.1999 tarihinde sözleşmeye uygun tek vekaletname düzenlenerek müteahhide verilmiştir. 26.09.1996 ve 24.11.1999 vekaletnamenin yerine düzenlenerek verilen 15.12.1999 tarihli vekaletname, hiçbir biçimde, müteahhidin sözleşmeyle üstlendiği taahhütlerini yerine getirilmesine engel değildir. Engel olmadığı da, verildiği 15.12.1999 tarihinden azledildiği 28.08.2000 tarihine kadar, dava konusu yapılmadan kullanıldığı 8 aylık sürede görülmüştür. Dava tarihinden çok önce gerçekleşen ve sonlanan bu durum, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararıyla ilişkilendirilemez. İlişkilendirilmeye çalışılması, kasıtlıdır.  Mahkemeyi hataya düşürmek için yapılmış kötü niyetli bir girişimdir..

 

Yargılama sonunda, Kooperatifin sözleşmenin 13. maddesine uygun olarak, 12.01.2007 tarihinde düzenleyerek verdiği vekaletname, müteahhidin taahhütlerini eksiksiz yerine getirmesi için gerekli olan bütün yetkileri içeren ve dava konusu yaptığı vekaletnameden daha geniş ve kapsamlı yetkiler içermektedir. Müteahhidin talep ettiği ve düzenlenen vekaletnamede yer verilmeyen; “HER TÜRLÜ İMAR PLANI, PARSELASYON PLANI” yapma yetkisi kooperatife ait değildir. İlgili belediyenin yetki ve sorumluğundadır. Kooperatif kendisine ait olmayan, belediyeye ait bir yetkiyi müteahhide vermesi söz konusu olamaz. Kaldı ki, ilgili belediye, inşaatlarımızın da içinde bulunduğu bölgenin 5000 lik, 1000 lik ve parselasyon planlarını, yani “imar” ve “parselasyon planlarını” inşaatlara başlamadan çok önce yaparak tamamlamıştır. Zaten, yapımına başlanmış ve yapımı devam eden inşaatların, içinde bulunduğu alanın İmar ve Parselasyon Planının yapılmasından bahsedilemez. Bu planlar tamamlanmadan inşaatlara başlanamaz. Yetkinlikleri gereği bunu bilmek durumunda olan bilirkişilerin bu tür yetkilerin verilmemesini bir eksiklik, müteahhidin sorumluluklarını yerine getirememesinin bir nedeni olarak ileriye sürmeleri kafa karışıklığı yaratmak içindir. Bu ve benzeri hususların, müteahhidin yükümlülüklerini yerine getirmesine engelmiş gibi gösterilmesi hiçbir biçimde doğru değildir. Bunların dışında,  “HER TÜRLÜ PROJELENDİRME” tarafların mutabakatıyla hazırlanmış ve ilgili belediye tarafından da onaylanmıştır. Geriye Kalaninşaatların yapılması ile bunlara ait ruhsat tescil ve benzeri işlemlerin yapılarak sonuçlandırılması” gibi yetkiler, verilen vekaletnamelerde fazlasıyla mevcuttur. Gerekmesi durumunda, gerekli diğer yetkilerinde verileceği, 23.01.2003, 06.03.2003, 7.03.2003, 08.03.2007, 26.07.2007, 24.08.2007, 12.11.2007, 28.11.2007, 14.12.2007, 29.01.2008 ve 03.03.2008 tarihli yazılarıyla müteahhide noter kanalıyla bildirmiştir. Yine, “ANKARA İMAR YÖNETMELİĞİ” “YANGIN YÖNETMELİĞİ” “ISI YALITIM YÖNETMELİĞİ” “YAPI DENETİM YASASI VE YÖNETMELİĞİ” “DEPREM YÖNETMELİĞİ” gibi mevzuattan kaynaklanan zorunlu değişikliklere kooperatif olarak muvafakat ettiğini ve gerekmesi durumunda benzer değişikliklere muvafakat edeceğini, müteahhide noter kanalı ile bildirilmiştir.

 

Bu hususların, müteahhidin yükümlülüklerini yerine getirmesine bir engelmiş gibi gösterilmesi doğru değildir. Bilirkişiler tarafından engelmiş gibi gösterilmeye çalışılması, müteahhidi haklı gösterme ve müteahhide çıkar sağlamak içindir.

 

Yapımı kararlaştırılan inşaatların ilgili belediye tarafından yapımının mühürlenerek durdurulması ve onaylı projelerin ruhsata bağlatılmamasının nedeni, ne vekaletname yokluğu ne de vekaletnamelerdeki yetki eksikliğidir. Yapımı kararlaştırılan inşaatların, ilgili belediye tarafından yapımının durdurulmasının nedeni,  onaylı projeleri ruhsata bağlatılmadan yapılan inşaatların projesine uygun yapılmamasıdır. Onaylı projelerin ruhsata bağlatılamamasının nedeni ise,  onaylı projesine aykırı yapılan inşaatların, onaylı projesine uygun duruma getirilmemesidir.

 

Bu nedenlerle, müteahhidin yükümlülüğünü yerine getirmemesinde yada getirememesinde, vekaletname yokluğu yada yetki eksikliğinden, doğal olarak ta arsa sahibi kooperatifin haksız olduğundan söz edilemez…

Aksine beyanlar boş ve hukuki bir  değer taşımayan sözlerdir!..

 

B-     SÖZLEŞME VE ÖZEL TEKNİK ŞARTNAME BAKIMINDAN

Arsa sahibi kooperatifin,  1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, kooperatif ana sözleşmesi ve kooperatif ortaklarının iradesinin karara bağlandığı kooperatif genel kurul kararları doğrultusunda,  serbest, yarışmacı ve katılımcı bir piyasa ortamında düzenlediği ve benzeri bir işi (en az 120 konutluk) bitirmiş, Ticaret ve Sanayi odasına kayıtlı ve “A” grubu müteahhitlik karnesine sahip olan ülke genelindeki girişimcilerin katılabildiği ihale sonunda, düzenlenen sözleşmeyle, (üretilecek konutların yarısından çoğunun Yüzde 53.66 sının bedeli karşılığında) sözleşmeye, sözleşmenin eki özel teknik şartnameye, kamu düzeniyle ilgili imar mevzuatına, ülkemizde yapılarla ilgili Standartlara ve yönetmeliklere, fen ve sanat kurallarına, tarafların mutabakatıyla, İmar Planına ve sözleşmeye uygun olarak hazırlanan, ilgili belediye tarafından da onaylanan projelerine uygun, kooperatifin onaylayacağı uygulama ve detay projelerine göre ve yine kooperatifin onay vereceği piyasanın en kaliteli TSE ve İSO 9001 belgeli işletmelerin ürünleri kullanılarak, birinci sınıf inşaat kalitesinde, süper lüks tarifi içinde en iyi işçilikle yapılması taraflarca kararlaştırılan inşaatların, sözleşmenin;

           

*“…Çankaya Belediyesince onanacak projeleri ve alınacak inşaat ruhsatlarına göre her türlü inşa, tamamlama, bahçe tanzimi vs gibi hizmetler yapılarak yapı kullanma izin belgesi alınması ve kat mülkiyetine çevrilmesi gibi vecibeleri eksiksiz olarak yerine getirmektir..”

 

*“Yapılacak konutlara ait mimari, statik, kalorifer sıhhî tesisat, elektrik tesisatı, bahçe ve çevre tanzimi projeleri, alt yapı projeleri ile yapılabilecek spor ve dinlenme tesislerine ait projeler tarafların karşılıklı mutabakatı ile tanzim ettirilerek, ilgili mercilerin onayına sunulacak, onayı müteakip inşaat ruhsatı alınacaktır. Yapılacak inşaatın fenni, hukuki ve mali her türlü sorumluluğu Müteahhide ait olacak ve projelere ait her türlü izin ve mali giderler Müteahhitçe karşılanacaktır. Tüm projelerin onaylı birer sureti ile alınacak tüm ruhsatların onaylı birer sureti kooperatife vermektir.”

 

*“Müteahhit tarafından yaptırılacak projeler öncelikle avan halde iken kooperatifin onayı alınacak ve daha sonra hazırlanacak olan tatbikat projelerinde de kooperatifin onayı alındıktan sonra Belediyeye tasdike verilecektir. projelerde vuku bulacak her türlü değişiklik durumunda kooperatifin onayını almaktır…”

 

*“sözleşme konusu inşaatlara ait tüm mimari, statik, tesisat, elektrik, alt yapı, çevre tanzimi ile planlanacak oturma grupları ve spor tesislerinin tüm uygulama ve detay projeleri müteahhit tarafından hazırlattırılacak, kooperatifin imza karşılığı oluru alındıkça, ilgili idarenin onayına sunmaktır…”

 

Şeklindeki hükümlerine ve inşaatların yapım sürecinde, arsa sahibi kooperatifin bütün uyarı ve ihtarlarına rağmen, inşaatları sözleşmesine uygun yapılmamasının sorumlusu hiçbir biçimde arsa sahibi kooperatif olamaz!..

 

 

C-     FESİH İHBARINDA BULUNMAKTAN BAŞKA YOL KALMAMIŞTIR

 

Varlığı inkar edilemeyecek, pek çoğu imar suçu niteliğindeki sözleşmeye ve imar mevzuatına aykırı yapılaşmaların, arsa sahibi kooperatifin yazılı uyarı ve ihtarlarına rağmen giderilmemesi ve giderilmek istenmemesi yanında, sözleşmeye ve imar mevzuatına aykırı benzer olumsuzlukların sürdürülmek istenmesi karşısında, Arsa sahibi kooperatifi, müteahhidin, sözleşmeye ve onaylı projesine uygun olarak yaptığı bütün inşaatların bedelini alarak, uygulana birliği kalmayan sözleşmenin, 28.08.2000 tarihinde, sona erdirilmesi ihbarında bulunulmuştur. 

Kooperatifle yapımcı arasındaki Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi, hukuki yapısı gereği iki tarafın ortak rızası, yada hakimin kararı olmadan fesih edilemez.

 Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin hukuki yapısı diğer sözleşmelerden farklıdır. Zira bu sözleşmeler müteahhit yönünden inşaat yapma, arsa sahibi yönünden üzerinde inşaat yapılacak arsadan müteahhide tapuda pay devri taahhüdünü içermekte olup, karma bir akit niteliğindedir. Bu karma akit gerek istisna akdinin, gerekse gayrimenkul satış vaadinin hukuki koşullarına tabidir. Taşınmaz malın satış vaadi ile ilgili sözleşmelerde satış vaadinde bulunan tarafın sözleşmeden dönme koşulu kararlaştırılmadıkça karşı tarafa tazminat ödeyerek tek taraflı olarak akitten dönmesi mümkün değildir.” (Yargıtay 15. Hukuk dairesinin 08/10/1991 tarih ve 1991/ 364 Esas 1991/4638 sayılı kararında  aynen “ kat karşılığı ,inşaat sözleşmeleri diğer inşaat sözleşmeleri gibi B.K.369. Maddesindeki koşullar dışında haklı bir nedene dayanmadıkça tek taraflı olarak fesih edilemez.”)  

Bu nedenle;

OKS’ nin, S.S Çağdaş Grup Konut Yapı kooperatifine Genel Müdür Haşim AYDINCAK imzalı 21.09.1998 tarihli yazısı;  

“Yüklenicisi olduğumuz ÇAĞDAŞ KENT SİTESİ inşaatının yapımı, Sözleşme hükümleri, projeler ve fenni şartlar çerçevesinde tarafımızdan sürdürülmektedir.

Mehmet Baki ALTINTAŞ’ ın, 12.09.2000 tarihli yazısı;

“Avukatlarımız vasıtasıyla verilen cevabımızda, bu feshin geçersiz, haksız ve iyi niyetten yoksun olduğunu belirterek inşaat çalışmalarımızı ara vermeksizin sürdüreceğimizi bildirdik.” 

19 Şubat 2001 tarihli,

“inşaatların yapımında imar mevzuatına, ruhsatlarımıza ve eki projelere, fen ve teknik kurallara, sözleşmelerimize ve eklerine, belirlenen iş programımıza ve karşılıklı mutabakatlarımıza uygun imalatlar gerçekleştirdik.” ve yine, “…aramızdaki sözleşmenin geçerli ve yürürlükte olduğunu düşünüyoruz.”

Müteahhit Mehmet Baki ALTINTAŞ’ ın avukatlarının; 11 Eylül 2000 tarihli,

İmalatlar işçilik ve malzeme yönünden, kaliteli ve sözleşmeye uygundur. İmar planına aykırı iş yapılmamıştır.” 

Yapılan her şey; sözleşmeye, yasaya ve mutabakatlara göre yapılmıştır.” 

“…feshin hiçbir yasal ve haklı dayanağı yoktur, geçersizdir. Fasıla vermediğimiz çalışmalarımıza aynen devam edeceğimizi, saygı ile bilgilerinize sunarız.” 

18.09.2000 tarihli, 

1-)….Ankara 13. Noterliğinin 11 eylül 2000 tarih ve 57376 yevmiye numarasında kayıtlı cevabı yazımızda, bu fesih beyanın haksız, iyi niyetten yoksun ve geçersiz olduğunu belirterek kabul etmediğimizi ve inşaat işlerine ara vermeden devam ettiğimizi bildirmiş bulunuyoruz.” 

“2-) ….müvekkilimiz, inşaatları sözleşmelere,  teknik şartnameye, projelerine ve imar planlarına uygun olarak yapma çalışmalarını sürdürmektedir. Hukuki geçerliliği olmayan talebiniz yönünden işi durdurmamız, şantiyeyi ve inşaat alanını boşaltmamız söz konusu olamaz. Hukuki sorumluluğumuz gereği şantiyedeki inşaat çalışmalarımızı ara vermeksizin sürdürüyoruz.”  

“3-) … fesih yetkiniz olmadığından da sözleşme geçerli olup, akdi aynen ifaya devam edeceğimizi…”    

Yönündeki yazılı beyanlardan da anlaşılacağı gibi, taraflar arsındaki sözleşme hiçbir zaman fesih edilmemiştir. Müteahhit, mahkemeden herhangi bir yetki talebinde bulunmadan, sözleşmeye, teknik şartnameye, onaylı projesine uygun yaptığı imalatların bedelini alarak sözleşmenin sona erdirilmesi yönündeki kooperatifin teklifini kabul etmeden, ilgili belediyenin “yapı tadil zaptı” ve “mühürleme zaptı” düzenleyerek inşaatların yapımını durdurduğu 21.03.2001 tarihine kadar, hiç fasıla verilmeden inşaatların yapımını sürdürülmüştür.

Taraflar arsındaki sözleşme, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.03.2006 gün ve E. 2003/668, K. 2006/74 sayılı kararıyla da yürürlükte olduğu ve hiçbir zaman fesih edilmediğine göre, inşaatların yapılamamasının nedeni, arsa sahibi kooperatifin, sözleşmenin feshini istemesi ve verdiği vekaletnameyi iptal etmesi değildir.

 

D-    İNŞAATLARIN MÜHÜRLENEREK DURDURULMASI BAKIMINDAN:

28.02.1998 tarihinde yapımına başlanan inşaatlar, Çankaya Belediyesi tarafından 21.03.2001 tarihinde “yapı tadil zaptı” ve “mühürleme zaptı” düzenlenerek durdurulmuştur.

Taraflar arasında anlaşmazlık, yada dava konusu inşaatların, ilgili Çankaya Belediyesi tarafların mühürlenerek durdurulmasının nedeni; ileriye sürülen görüşlerin aksine, ilgili Çankaya Belediyesinin, 12.07.2005 tarih ve 20749, 11.05.2006 tarih ve 13824 ve 29.07.2009 tarih ve 17696 sayılı ( bilirkişilerin kasıtlı olarak incelemedikleri ve değerlendirmedikleri ) yazılarından da anlaşılacağı gibi, sözleşmeye ve imar planına uygun olarak hazırlanan, kamu adına yetkili belediye tarafından da 30.07.1998 tarihinde onaylanan projelerin, 21.03.2001 tarihine kadar, yaklaşık 3 yıl, arsa sahibi kooperatifin bütün uyarı ve ihtarlarına rağmen, kamu düzeniyle ilgili İmar Kanununun 21.  Ankara İmar Yönetmeliğinin 81. maddesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin 7 ve 10.  Ve Özel Teknik Şartnamesinin 1. maddesi hükümlerine aykırı olarak ruhsata bağlatılmaması ve yapılan inşaatların da onaylı projesine uygun olarak yapılmamasıdır.

 

Yargı kararı sonrası inşaatlara başlanamamasının, yani yapımı kararlaştırılan 30.07.1998 onay tarihli projelerin ruhsata bağlatılamamasının nedeni ise,  vekaletname yokluğu, yada verilmiş vekaletnamelerdeki yetki eksikliği değil, onaylı projesine aykırı yapılan inşaatların, projesine uygun duruma getirilmemesidir. İnşaatların yapımını kooperatif değil, ilgili belediye durdurmuştur.

 

Arsa sahibi kooperatifin, inşaatların yapımı sürecinde yaptığı bütün uyarı ve ihtarlarına rağmen, ihale sonucu düzenlenen sözleşmesine, özel teknik şartnamesine, imar mevzuatına, ülkemizde yapılarla ilgili standartlara, yönetmeliklere, fen ve sanat kurallarına, tarafların mutabakatıyla, İmar Planına uygun olarak hazırlanarak ilgili belediyesince de onaylanan projelerine aykırı, kooperatifin onayladığı uygulama ve detay projesi olmadan, gelişi güzel, müteahhidin çıkarına ve işine geldiği gibi keyfi yapılaşmaların ilgili belediye tarafından mühürlenerek durdurulmasının sorumlusu hiçbir biçimde arsa sahibi kooperatif değildir. Dava konusu inşaatların yapımının durdurulmasının sorumlusu, onaylı projeleri ruhsata bağlatmayan ve ruhsata bağlatmadığı onaylı projelere uygun olmadan inşaatları yapan müteahhittir.

 

Arsa sahibi kooperatifin, inşaatların yapımı sırasında da, yargılama sürecinde de, mahkeme kararından sonra da istediği; yargı kararlarıyla da yürürlükte olduğu karara bağlanan sözleşmeye göre inşatların yapılmasıdır. Bunun içinde, sözleşmeden kaynaklanan bütün sorumluluklarını eksiksiz ve zamanında yerine getirmiştir.

 

Müteahhidin beyanlarının, müteahhidin yönlendirdiği bilirkişilerin raporlarının aksine; anlaşmazlık konusu inşaatların, onaylı projelerinin ruhsata bağlatılmadığı, onaylı ve ruhsatlı mimari projelerine aykırılıklar nedeniyle yapı tadil zaptı ve mühürleme tutanaklarının tanzim edildiği, yani inşaatların yapımının 21.03.2001 tarihinde Çankaya Belediyesi tarafından durdurulduğu, gabari değerlerinin onaylı mimari projelerine aykırı olduğu, bu aykırılıkların teknik olarak yerinde düzeltilemeyeceği, imar planı, plan notları ve Ankara İmar yönetmeliği ne uygun yeni bir tadilat mimari projesinin gerektiği yönündeki Çankaya Belediyesinin 02.09.2005 tarih ve 26352 sayılı ve 29.07.2009 tarih ve 17696 sayılı yazılarının bilinçli olarak incelenmemesi, görmezlikten gelinmesi kasıtlıdır.  

Özet olarak, müteahhidin yapımını üstlendiği inşaatların ilgili belediye tarafından mühürlenerek yapımının durdurulmasının nedeni, yapımı kararlaştırılan onaylı projelerin ruhsata bağlatılmadan inşaatların yapılması ve onaylı projesine aykırılıklar nedeniyle de onaylı projelerin ruhsata bağlatılamamasıdır. Bu sorumluluklarda sözleşme gereği arsa sahibine ait değildir, müteahhide aittir.

 

E-     ONAYLI PROJELER BAKIMINDAN

Tarafların mutabakatıyla, imar planına ve sözleşmeye uygun olarak hazırlanan ilgili belediye tarafından da onaylanan mimari tadil projelerine göre:

Taraflar arsındaki sözleşmenin, 1. Maddesine göre “Çankaya Belediyesi İmar Müdürlüğü’nce verilecek sayıdaki imar parseli üzerinde tasdikli imar planı notlarına yapılabilecek  konut veya işyerlerinin iş bu sözleşme ve ekleri ile belediyece tasdikli projelerine göre yapılması işi” ve 17. “Sözleşme konusu parsellerde yapılacak konutlar ve onların bahçelerinde inşa edilebilecek spor tesisleri ve oturma grupları gibi inşaatlar işbu sözleşmenin eki olan EK – 1 ÖZEL TEKNİK ŞARTNAME HÜKÜMLERİNE GÖRE Müteahhitçe uygulanacaktır.” “Müteahhit, evleri bu şartlar ve Teknik Şartnamede belirtilmemiş olsa bile süper lüks inşaat tarifi içinde ve mevcut en iyi malzeme ve en iyi işçilikle yapmayı taahhüt eder.” hükümlerine uygun olarak inşaatları yapmak müteahhidin yükümlülüğündedir.

Yapımı kararlaştırılan inşaatların onaylı projelerine uygun yapılmamasının sorumlusu olarak arsa sahibi kooperatifin gösterilmesi hiçbir biçimde doğru ve haklı değildir. Tarafların mutabakatıyla, İmar Planına ve sözleşmeye uygun olarak hazırlanan ve ilgili belediye tarafından da 30.07.1998 tarihinde onaylanan projelerin, İmar Kanununun 21. Ankara İmar Yönetmeliğinin eski 79 yeni 81. sözleşmenin 7. 10. ve Özel Teknik Şartnamenin 1. 2. 4. 5. 6. maddelerine ve imar mevzuatının kamu düzeniyle ilgili hükümlerine aykırı olarak ruhsata bağlatılmamasının ve ruhsata bağlatılmayan onaylı projesine uygun olmadan inşaatların yapılmasının sorumlusu, tek başına müteahhittir!..

 

Dava konusu mevcut inşaatların, hem projesine uygun yapıldığı, hem de yapımı yarım kalmış inşaatların tamamlanabilmesi için projelerinin değiştirilmesinin, bunun içinde arsa sahibi kooperatifin yetki vermesinin gerektiği görüşleri aynı anda, birlikte doğru olamaz!!!

Ya inşaatlar projesine uygun yapılmıştır, o zaman inşaatların projelerinin değiştirilmesine, yani projelerin değiştirilmesi için arsa sahibi kooperatifin yetki verilmesine gerek yoktur!..

Teknik bilirkişilerin neden ahlaki bir zafiyet içinde bulunduğu bu gerçek daha etkili bir şekilde ortaya koymaktadır…

Bilirkişiler, mahkemeyi yanıltarak müteahhidin lehine karar çıkartmak için, projesine uygun yapılmayan inşaatların projesine uygun yapıldığı yönünde raporlar düzenlenmişse ki, düzenlendiği ortadadır. Bu raporlara itibar edilmemesi gerekir.

İhale sonu taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre, onaylı projesine uygun olarak yapılması gereken inşaatların, onaylı projesine aykırı yapılmasının sorumlusu, arsa sahibi kooperatif değil, sözleşmeye göre müteahhittir.

Yukarıdan beri arz ve izah etmeye çalıştığımız gibi; mahkemenizi bilinçli olarak yanıltmaya çalışan ve hatalı karar vermesine neden olacak şekilde çok özel ve yoğun çabalar sarf eden bu bilirkişi heyetinin (hukukçu bilirkişi dışındaki)  üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz!..

 

F-      İMAR MEVZUATI BAKIMINDAN

 

        Tarafların mutabakatıyla, imar planına ve sözleşmeye uygun olarak hazırlanan ilgili belediye tarafından da onaylanan mimari tadil projeleri,

a) İmar Kanununun 21. Maddesi, “Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır.”

b) Ankara İmar Yönetmeliğinin 81. Maddesi, “Büyükşehir Belediye ve Mücavir Alan sınırları içinde yapılacak olan her türlü yapı için İlgili Belediyesinden yapı izni (ruhsat) alınması zorunludur. Ruhsat alınmış yapılarda, izne tabi herhangi bir ilave/  değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır.”

c) Sözleşmenin, 7. Maddesi, “Yapılacak konutlara ait mimari, statik, kalorifer sıhhî tesisat, elektrik tesisatı, bahçe ve çevre tanzimi projeleri, alt yapı projeleri ile yapılabilecek spor ve dinlenme tesislerine ait projeler tarafların karşılıklı mutabakatı ile tanzim ettirilerek, ilgili mercilerin onayına sunulacak, onayı müteakip inşaat ruhsatı alınacaktır.”

 

d)Sözleşmenin, 10. Maddesi, “Müteahhit tarafından yaptırılacak projeler öncelikle avan halde iken kooperatifin onayı alınacak ve daha sonra hazırlanacak olan tatbikat projelerinde de kooperatifin onayı alındıktan sonra belediyeye tasdike verilecektir. projelerde vuku bulacak her türlü değişiklik durumunda kooperatifin onayı alınacaktır…..”

 

e) Özel Teknik Şartnamesinin,1. Maddesi,“sözleşme konusu inşaatlara ait tüm mimari, statik, tesisat, elektrik, alt yapı, çevre tanzimi ile planlanacak oturma grupları ve spor tesislerinin tüm uygulama ve detay projeleri müteahhit tarafından hazırlattırılacak, kooperatifin imza karşılığı oluru alındıkça, ilgili idarenin onayına sunulacaktır…..”

Hükümlerine uyulmadan inşaatların yapılmasının sorumlusu da arsa sahibi kooperatif değildir.   

G-    İNŞAATLARIN TEKNİĞİNE UYGUN YAPILMAMASI BAKIMINDAN:

İhale sonu düzenlenen sözleşmeye ve sözleşmenin ayrılmaz eki Özel Teknik Şartnameye, ülkemizde yapılarla ilgili Standartlara ve yönetmeliklere, fen ve sanat kurallarına, kooperatifin onaylayacağı uygulama ve detay projelerine göre ve yine kooperatifin onay vereceği piyasanın en kaliteli TSE ve İSO 9001 belgeli işletmelerin ürünleri kullanılarak, birinci sınıf inşaat kalitesinde, süper lüks tarifi içinde en iyi işçilikle yapılması taraflarca kararlaştırılan inşaatların;

 

   1- Servis parapet duvarlarının, harpuşta ve denizlik imalatlarının sözleşme gereği detay projeleri olmadan, kullanılan malzemelerin seçiminde arsa sahibinin onayı alınmadan, onaylı projesine ve tekniğine uygun yapılmamasının, 

2- 12 ve 13 numaralı parsellerdeki binaların ytong duvarların örülmesinin, iç ve dış kaba sıvaların, tekniğine uygun yapılmamasının, 

3- 8- 12 ve 13 numaralı binaların çatı ve çatı kaplamaları sözleşme gereği detay projesine, sözleşmesine, tekniğine ve onaylı mimari projesine uygun yapılmaması, kullanılması sözleşmeyle kararlaştırılan malzemelerle kaplanmamasının,

4-  4, 2 ve 13. Parsellerdeki binaların tecritleri, özel teknik şartnamenin kaba inşaatlar başlığı altındaki 5.maddesi, “bodrum katlarda yapılacak olan garaj katları B.A. perde olarak inşa edilecek ve dış yüzeyler ısı yalıtım dışında, su yalıtımı ile ilgili yönetmelik ve şartnamelere uygun olacaktır.” hükmüne uygun yapılmamasının, 

5- Binaların yaşam alanlarının kat yükseklikleri, onaylı mimari projesine ve (Ankara İmar Yönetmeliğinin eski 51, yeni 48 maddesine)  uygun yapılmaması, binaların bu biçimiyle tamamlanması durumunda yapı kullanma izni alamayacak olmasının,

6- Binaların gabari değerlerine göre yapılmamasının, yani, bina gabari değerlerinin onaylı mimarı projesine aykırı yapılmasının. Bu nedenle de, onaylı projelerin ruhsata bağlanamamasının, 

7- 12 ve 13 numaralı binalardaki elektrik tesisatı, onaylı projesine ve elektrik iç tesisleri yönetmeliği hükümlerine uygun yapılmamsının, kullanılan malzemelerin seçiminde ve döşenmesinde tekniğine uyulmamasının, 

8- 12 ve 13 numaralı parsellerdeki bina yaşam alanların ölçüleri ve metre kara cetvellerinin değiştirilmesinin,

9- Statik-betonarme projesinde yapılması zorunlu, taşıyıcı özelliğindeki kimi kirişlerin eksik yapılmasının,

10- 4 numaralı binanın kurulması kararlaştırılan kotta kurulmamasının ve kat yüksekliklerinin onaylı projesine uygun olup yapılmamasının,

11 – 4 numaralı binanın temel drenaj büzlerinin tekniğine uygun yapılmamasının, filtre malzemesi yerine hafriyat toprağının kullanılmasının,

12- Pis su tesisatlarının tekniğine uygun yapılıp yapılmamasının,

13- kimi bacaların, döşeme betonu kırılarak, demirleri kesilerek geçirilmesinin,

14- 3 numaralı binanın, 1 numaralı dairenin mutfak balkon döşemesinin onaylı mimari projesindeki ölçülerden daha büyük yapılmasının,

15- 12 ve 13 numaralı parsellerler arasındaki bahçenin ve 3 numaralı parsel alanının, hafriyat toprağı ve inşaat atığı malzeme ile doldurulmasının, 3 numaralı parsel alanının yükseltilmesinin,

16- Hazır betona su katılmasının ve yetersiz vibrasyon nedeniyle betonda boşlukların meydana gelmesinin,

17- Kalıp hataları nedeniyle düzgün yüzeylerin oluşturulamamasının, düzgün yüzeylerin sağlanması için de tekniğine aykırı sıvaların kalın yapılmasının,

18- 12 ve 13 parsellerdeki tesisat borularının döşenmesinde, binaların taşıyıcı sistemini olumsuz etkileyecek biçimde, kolonların oyulmasının,kırılmasının ve tesisat boruların döşenmesinden sonra harç ile doldurulmasının, mimari projesine uygun yapılmayan bazı kolonların tuğla ile kalınlaştırılmasının,

19- Bağımsız bölüm kat yüksekliklerinin ve bina gabari kotlarının (mahya kotları) onaylı projesine uygun yapılmamasının,

sorumlusu, arsa sahibi kooperatif değildir!.. İşin yapımını, serbest piyasa ortamında yapılan ihale sonunda düzenlenen sözleşmeyle üstlenen müteahhittir…           

Görüldüğü gibi, mahkeme tarafından incelemesi ve değerlendirmesi istenen hususların, nerdeyse hiçbirinin incelenmemesi ve gerektiği önemde değerlendirilmemesi, göstermelik incelenen ve değerlendirilen kimi konuların da, müteahhidin işine ve çıkarına gelecek biçimde yanlı değerlendirilmesi, özellikle yapılması kararlaştırılan İNŞAATLARIN PROJELERİNİ ONAYLAMAYA VE RUHSATA BAĞLAMAYA, ONAYLADIĞI VE RUHSATA BAĞLADIĞI PROJELERE GÖRE İNŞAATLARIN YAPILIP YAPILMADIĞINI KONTROL ETMEYE, İNŞAATLARIN TAMAMLANMASI DURUMUNDA OTURMA İZNİ VERMEYE, kamu adına tek yetkili olan ve MEVCUT İNŞAATLARIN YAPILMASINI MÜHÜRLEYEREK DURDURAN ÇANKAYA BELEDİYESİNİN 02.09.2005 tarih ve 26352 ve 29.07.2009 tarih ve 17696 sayılı yazılarına hiç değinilmeden, arsa sahibi kooperatifin haksız olduğu yönünde düzenlenen rapor bir hak gaspı belgesidir ve 40 yılı aşan bir emeğin, neyin karşılığında olduğunu bilemediğimiz bir nedenle adalet yanıltılarak bir başkasına peşkeş çekilmesidir. Bu kirli oyunu adaletin boşa çıkaracağından eminiz!.. 

 

 

SONUÇ VE İSTEM______/ Yukarıda ve bilirkişi raporuna teknik bakımdan yaptığımız itiraz

                                               dilekçemizde belirttiğimiz nedenlerle  dosyanın yeniden oluştu-

                                               rulacak  nitelikli bir heyete verilerek yeniden keşif icrasına ka-

                                               rar verilmesini  müvekkil  kooperatif adına saygı ile arz ve talep

                                               ederim.

 

                                                                                              DAVALI VE KARŞI DAVACI

                                                                                              Kooperatif Vekili: Av. Cemil CAN


Article printed from S.S. SAĞLIK ŞİFA KONUT YAPI KOOPERATİFİ: http://www.sagliksifakoop.org

URL to article: http://www.sagliksifakoop.org/?p=318

Copyright © 2009 S.S. SAĞLIK ŞİFA KONUT YAPI KOOPERATİFİ. All rights reserved.