- S.S. SAĞLIK ŞİFA KONUT YAPI KOOPERATİFİ - http://www.sagliksifakoop.org -

KARŞI TARAFIN İTİRAZLARINA İTİRAZ

Posted By admin On 22 Eylül 2009 @ 12:54 In Kategorilenmemiş | Comments Disabled

Okuma ve karşılaştırma kolaylığı olması bakımından davalı ve karşı davacı müteahhidin dilekçesinde belirttiği hususlar paragraflar halinde ve ‘koyu karakterle’ yazılarak aynen aşağıya alınmış; buna karşılık cevaplarımız ise, ‘açık italik karakterle’ de alt kısımlarında verilmiştir.

Davalı ve karşı davacı müteahhit vekilleri 14.07.2009 tarihli celsede sunmuş oldukları dilekçelerinde:

1.) “Kesinleşen mahkeme kararından sonrada davalı kooperatif sözleşme gereğince yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi mahkemenizde birleşen Ankara. Asliye Ticaret Mahkemesinin E.2007/721 sayılı dosyasında açtığı dava ile de tekrar akdin feshini ve tazminat talep etmiştir… Anılan davaya vermiş olduğumuz cevapta, sonuç itibariyle “ her türlü dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydı ile, davacı tarafın fesih iradesinin haksızlığının tespitine, cezai şart ve tazminat talebinin reddine, geçirilen aşamalar göz önüne alındığında inşaatlara müvekkil tarafından devam edilmesinin engelleneceği ve yapımın mümkün olamayacağı açık olduğundan, haksız fesih talebi karşısında müvekkil müteahhidin uğramış olduğu zarara ve yapmış olduğu masrafların talep hakkının bulunduğunun tespitine” karar verilmesi istenmiştir.” Demektedirler..

Kesinleşen mahkeme kararından sonra arsa sahibi kooperatif, aynen uygulanması karara bağlanan sözleşmeden kaynaklanan bütün sorumluluklarını, eksiksiz, hatta fazlasıyla yerine getirmiştir. Aksi yöndeki görüş ve iddialar, gerçeklerden uzaktır. Doğru değildir. Müteahhit, talepleri doğrultusunda sonuçlanan yargı kararının, başka bir anlatımla, yargı kararıyla da yürürlükte olduğu karara bağlanan sözleşmenin gereğini yerine getirmemiştir. Arsa sahibi kooperatifin, bütün iyi niyetli, yapıcı, olumlu yaklaşımlarına rağmen, müteahhit, onaylı projesine aykırılıklar nedeniyle ilgili belediye tarafından yapımı mühürlenerek durdurulan inşaatların, yapımı kararlaştırılan ve ilgili belediye tarafından da onaylanan projelerini ruhsata bağlatarak yarım kalmış inşaatlara başlayıp tamamlamamıştır. Yapımını üstlendiği, ancak ilgili belediye tarafından mühürlenerek yapımı durdurulan inşaatları, sözleşmesine, teknik şartnamesine ve onaylı projesine uygun olarak yapmaması, yapmak istememesi, ya da yapamaması, bunun içinde bahaneler ileriye sürmesi karşısında, arsa sahibi kooperatif, bir yıla yakın bir süre bekledikten sonra, mahkemeden, müteahhidin yargı kararına rağmen uymadığı sözleşmenin sona erdirilmesini ve uğradığı zararların karşılanmasını istemek zorunda kaldı.

Buna karşı müteahhidin avukatlarının, “…inşaatlara müvekkil tarafından devam edilmesinin engelleneceği ve yapımın mümkün olamayacağı ” görüşü, sadece bir varsayımdır, işe devam etmemek için müteahhidin bir bahanedir ve kabul edilebilinir hiçbir somut kanıta dayanmamaktadır. Arsa sahibinin yargı kararlarına ve imzaladığı sözleşmelere uymayacağı suçlamasını, arsa sahibi kabul etmemektedir. Yine, “haksız fesih talebi karşısında müvekkil müteahhidin uğramış olduğu zarara ve yapmış olduğu masrafların talep hakkının bulunduğunun tespitine” karar verilmesini istemeleri ise, yapımı yarım kalmış inşaatları tamamlama yönünde bir niyetlerinin ve isteklerinin olmadığının itirafı, fesih iradesinin de haklı ve yerinde olduğunun kabulüdür.

2.) “Ayrıca Mahkemeniz dosyasında birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin E. 2008/34 sayılı dosyasında açtığımız dava ise aleyhimize açılan akdin feshi davasının haksız ve hukuka aykırı olması nedeni ile her türlü haklarımız saklı kalmak üzere, şimdilik 5.000.000,00-TL imalat bedeli ve menfi ve müspet zararlar karşılığı şimdilik 20.000,00-TL olmak üzere 5.020.000,00-TL Tutarında alacağa hükmedilmesi amacı ile davalı kooperatif aleyhine dava açılmıştır… Yukarıdaki açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere davalı kooperatifin haksız muvafakatimiz bulunmamaktadır. Ancak 8 yılı aşan süre içerisinde davalı kooperatifin taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki yükümlülüklerine uymaması ve daha önce başvurduğu akdin feshinin haksızlığının tespiti ve aynen ifa yönündeki kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen, müvekkilin inşaatlara devam etmesinin engellenmesi ve daha önce haksızlığı hüküm altına alınan gerçeklerle akdin yeniden haksız şekilde feshi için dava açılması karşısında müvekkilin tazminat talep etmekten başka çaresi kalmamıştır. Zira akdin aynen ifasına yeniden karar verilmesi halinde de önceki kararında olduğu gibi davalı kooperatifin yeni verilecek karara da uymayacağı ve inşaatın müvekkilce tamamlanmasına izin vermeyeceği açıkça ortaya çıkmıştır.” Demektedirler…

Müteahhidin, yürürlükte olduğu ve aynen uygulanması gerektiği mahkemece karara bağlanan sözleşmeye göre yükümlülüklerini yerine getirmemesi, getirme yönünde de bir çaba içinde olmaması, yani, yapımı ilgili belediye tarafından mühürlenerek durdurulan inşaatlara başlamaması üzerine, arsa sahibi kooperatifi, mahkemeniz dosyasında birleşen Ankara. 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin E.2007/721 sayılı dosyasında açtığı dava ile müteahhidin uymadığı akdin feshine ve uğradığı kayıpların tazminine karar verilmesini mahkemeden istemek durumunda kalmıştır. Taahhüdündeki işi yapmaya istekli ve iyi niyetli girişimcinin yapması gereken, sözleşmenin feshine karşı çıkmak ve yargı kararı doğrultusunda taahhütlerini yerine getireceğini beyan etmekti. Müteahhidin yaptığı ise, inşaatları yapmamak için bahaneler ileriye sürmek ve henüz değerlendirilerek karara bağlanamayan talebin, haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla, 5.020.000,00-TL tutarında bir alacağa hükmedilmesi amacı ile kooperatif aleyhine dava açmak olmuştur. Yaptığı işten değil, yapmadığı işten para kazanmayı ticaret sanan her müteahhit gibi.

Arsa sahibi kooperatifin taraflar arsındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki yükümlülüklerine uymadığı, özelliklede kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen, müteahhidin inşaatlara devam etmesini engellediği hiçbir biçimde doğru değildir. Mahkeme kararına rağmen, sözleşmenin gereğinin yerine getirilmemesi karşısında, sözleşmenin feshinin istenmesi, müteahhide tazminat talep hakkını doğurmaz. Haksızlığına inanılan fesih talebine uyulmaz, aynen uygulanması istenir. Müteahhit, yargı kararıyla da yürürlükte olduğu karara bağlanan sözleşmenin uygulanmasını istememektedir.

Müteahhidin amacı, yargı kararıyla da yürürlükte olduğu karara bağlanan sözleşmeye, sözleşmenin eki özel teknik şartnameye ve yapımı kararlaştırılan onaylı projesine göre inşaatları yapmak değil, keyfine ve çıkarına geldiği gibi, sözleşmesine, şartnamesine ve kamu düzeniyle ilgili imar mevzuatına uygun olmadan yaptığı ve yapmak istediği inşaatları arsa sahibine kabul ettirebilmektir. Ya da, işine ve çıkarına geldiği gibi, sözleşmesine, teknik şartnamesine ve yapımı kararlaştırılan onaylı projesine aykırı olarak yaptığı, bu nedenle de onaylı projeleri ruhsata bağlanamayan, tamamlandığında da oturma izni alınamayacak mevcut inşaatların parasını bir biçimiyle almaktır.

3.) “Asıl dava ve birleşen davalar yönünden yapılan bilirkişi incelemeleri esas itibariyle taleplerimizin yerinde olduğunu göstermiştir. Esasen mahallinde yeniden bir keşif yapılmasına ihtiyaç bulunmadığı, davalı kooperatif tarafından inşaat yapımı ile ilgili olarak öne sürülen tüm iddialarının Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan keşifler sırasında da dile getirildiği ve bu iddiaların haksız olduğunun bilirkişi raporları ve kesinleşen mahkeme kararları ile tespit edildiği tarafımızdan defalarca dile getirilmiştir… Ancak kooperatif vekilinin ısrarlı talepleri ve Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesindeki yargılamadan sonra inşaattaki bir kısım kolanların kırıldığı yönündeki iddiaları üzerine yeniden mahallinde keşif yapılmasına ve kooperatifin bu davada öne sürdüğü tüm iddialar yönünden inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmasına mahkemenizce karar verilmiştir. Düzenlenen bilirkişi raporu daha önce Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde düzenlenen raporları teyit etmekte ve kooperatif vekilinin iddialarının yerinde olmadığını bir kez daha kanıtlamaktadır. “ demektedirler…

Arsa sahibi kooperatif tarafından inşaatların yapımı ile ilgili olarak öne sürdüğü ve yapılan keşifler sırasında da dile getirdiği tüm iddialarının haksız olduğu bilirkişi raporları ve kesinleşen mahkeme kararları ile tespit edildiği yönündeki davacıların iddiaları doğru değildir. Bilirkişilerin eksik tespit ve yanlı değerlendirmelerine rağmen arsa sahibi kooperatif tarafından dile getirilen olumsuzlukların pek çoğu bilirkişi raporlarında ve mahkeme kararlarında da yer almıştır. Ancak tespiti yapılan ve kararda yer alan olumsuzlukların, yani, sözleşmeye, teknik şartnameye ve onaylı projesine aykırılıkların, inşaatların devamı sürecinde giderilebileceği nedeniyle, mahkeme tarafından sözleşmenin feshine gerek görülmemiştir.

Bilirkişilerin eksik tespitleri, yanlı değerlendirmelerine rağmen varlığı inkar edilemeyen, ancak, mahkemece inşaatların tamamlanma sürecinde giderilebileceği varsayıldığından sözleşmenin feshine gerek görülmeyen sözleşmeye, teknik şartnameye ve onaylı projesine aykırılıkların, bu aşamada yeniden değerlendirilmelerinde zorunluluk bulunmaktadır. Kaldı ki, objektiflikten uzak, kendi içinde çelişkilerle dolu, müteahhidi aklama ve kollama yaklaşımıyla, teknik bilirkişilerin hazırladığı bu raporu arsa sahibi kooperatifi kabul etmemektedir. Müteahhidin yönlendirmesiyle hazırlanan bu yanlı rapora dayalı verilecek kararında adil olmayacağı düşüncesindedir.

Yargılamaya dayanak olacak bilirkişi raporları hakkında gerekli açıklamalar yazımız ekinde, yüce mahkemenin değerlendirmelerine sunulmaktadır.

Arsa sahibi kooperatifin ısrarlı talepleri, adaletin ortaya çıkması ve yaptığı anlaşmalardan kaynaklanan ve yasalardan doğan haklarını korumak içindir. Müteahhidin itirazlarına, bilirkişilerin eksik tespit ve yanlı yorumlarına rağmen, taşıyıcı özelliğindeki 14 kirişin, taşıyıcı özelliklerinin azaltılmasına neden olacak biçimde kırıldığı, düzenlenen bilirkişi raporunda, “…banyo mahallerinde borudan dolayı kırılan pas paylarının özel beton tamir hacriyle tekniğine göre onarılması gerekmektedir.” biçiminde ifade edilerek doğrulanmaktadır. Sözleşmesine, projesine, en önemlisi tekniğine uygunluğu yönünden, ya da yapılmalarında bir zorunluluğun bulunup bulunmadığı değerlendirmeden, taşıyıcı özelliklerinin azaltılmasına neden olacak biçimde 14 adet kolonun belli bölümlerinin kırılmış olmasının, teknik eğitim görmüş teknik bilirkişiler tarafından olağan bulunması, bilirkişilerin sorumluluk anlayışlarını; bu durumu, “kooperatif vekilinin iddialarının yerinde olmadığının bir kez daha kanıtlandığı”, biçiminde ifada edebilen müteahhidin vekillerinin de, zihniyetini göstermektedir.

4.) “Bilirkişilerce düzenlenen raporun sonuç bölümünün 2. Maddesinde, birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E.2007/708 sayılı dosyasında “vekalet ve yetki istenmiş ise de 2008/34 E. Sayılı dosyada akdin feshi istendiğinden değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu görüşündeyiz” denilmekte ise de bu görüş hatalıdır. Şöyle ki; “Yukarıdaki açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere 2008/34 E. Sayılı birleşen dosyada akdin feshi tarafımızdan istenmemiş olup, birleşen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin E. 2007/721 sayılı dosyada açılan dava ile davalı kooperatif akdin haksız olarak feshini talep etmiş olup müvekkile inşaatı tamamlatmayacağı açıkça ortaya çıktığından 2008/34 E.Sayılı dosya ile açtığımız davada haksız fesih dolayısıyla imalat bedeli ve zararımızın tazmini talep edilmiştir.” Demektedirler…

Arsa sahibi kooperatifin, mahkemeden akdin feshini istemesinin haksız veya haklı olduğu, yargılama sonunda ortaya çıkacaktır. Ve buna da mahkeme karar verecektir. Müteahhidin talepleri doğrultusunda sonuçlanan mahkeme kararına rağmen, müteahhidin, inşaatlara başlanmaması, başlamak için bir çaba içinde olmaması nedeniyle, kooperatifin mahkemeden sözleşmenin sona erdirilmesini istemesinin, haksız bir talep olduğu söylenemez.

Henüz karara bağlanmamış bir talebin haksız olduğu ve müteahhide inşaatın tamamlatılmayacağı varsayımıyla müteahhidin açtığı imalat bedeli ile zararlarının tazmini davası iyi niyetten yoksundur. Sözleşmenin sona erdirilmesi durumunda, müteahhidin sözleşmeye, sözleşmenin eki özel teknik şartnameye, kamu düzeniyle ilgili imar mevzuatına, onaylı projesine uygun olarak yaptığı imalatların bedeli, arsa sahibi kooperatif tarafından müteahhide ödeneceği; aynı şekilde, kooperatifin uğradığı hak kayıplarının ve projesine, sözleşmesine ve teknik şartnamesine uygun olamadan yapılan imalatların yıkılıp projesine uygun duruma getirilmesi, bir başka anlatımla, ruhsata bağlatılamayan onaylı projelerin ruhsata bağlatılması için yapılması zorunlu ve gerekli yapılaşma masraflarının da müteahhit tarafından karşılanacağı doğaldır. Ve buna da mahkeme karar verecektir.

5.) “ Öte yandan birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/708 E.sayılı dosyada açmış olduğumuz davada ise Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen akdin aynen ifası kararına rağmen davalıların taşınmazın yapılması için gerekli olan sözleşmeye uygun vekaletnameyi vermemeleri nedeni ile vekaletnamedeki yetkileri içerir şekilde karar verilmesi ilgili kat karşılığı inşaat sözleşmesi davalı kooperatif tarafından haksız şekilde feshedildiğinden ve bu haksız fesih nedeni ile tarafımızdan birleşen 2008/34 E. Sayılı dosya ile tazminat davası açıldığından 27009 ada 12 ve 13 parseller ile 28146 ada 3 ve 4 parseller yönünden yetki davamız konusuz kalmıştır… Bunun gibi aynı dosyada yetki davasına konu ettiğimiz 28146 ada 2 sayılı parsel, davalı kooperatif ile 2007/708 E. Sayılı dosyasındaki diğer davalıların müşterek mülkiyetindedir. Davalı kooperatif dışındaki diğer davalılar yetki davasına konu taleplerimiz yönünden müvekkile vekaletname vermiş olduklarından bu davalılar yönünden dava konusuz kalmıştır… Ancak davalı kooperatif kat karşılığı inşaat sözleşmesini 28146 ada 2 parsel yönünden feshetmemiş olduğu gibi halen de bu parselde müvekkilin inşaat yapabilmesi için sözleşme uyarınca vermesi gereken yetkileri içerir vekaletname vermemiştir. Bu nedenle birleşen 2007/708 E sayılı dosyada, 28146 ada 2 parsel yönünden talebimizin değerlendirilmesi gerekir… birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/708 E.sayılı dosyada açmış olduğumuz davada ise Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen akdin aynen ifası kararına rağmen davalıların taşınmazın yapılması için gerekli olan sözleşmeye uygun vekaletnameyi vermemeleri nedeni ile vekaletnamedeki yetkileri içerir şekilde karar verilmesi istenmiştir.” Demektedirler…

Biçimindeki ifadeler ve iddialar hiçbir biçimde doğru değildir. Akdin aynen uygulanmaması, yani inşaatların yapılmaması için müteahhidin ileriye sürdüğü iddiaların hiç birisi doğru değildir. Arsa sahibi kooperatif, dava konusu fesih ihbarı ile birlikte 28.08.2000 tarihinde iptal ettiği, daha açık bir anlatımla, fesih ihbarına kadar müteahhidin kullanmakta olduğu vekaletnameden daha geniş yetkiler içeren vekaletnameyi, mahkemenin sonuçlanması sonrası, 21.01.2007 tarihinde düzenleyerek müteahhide vermiştir. (Bunun doğruluğu, 15.12.1999 tarihinde, sözleşmeye uygun olarak düzenlenerek müteahhide verilen ve müteahhidinde 28.08.2000, yani iptal edildiği tarihine kadar kullandığı vekaletname ile yargı sonu 21.01.2001 verilen iki vekaletnamenin karşılaştırılmasıyla anlaşılacaktır.) Bu vekaletname, müteahhidin sözleşmeyle üstlendiği bütün yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesi için gerekli olan bütün yetkileri fazlasıyla içermektedir. Aksi iddialar, doğru değildir.

Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.03.2006 gün ve 2003/668-2006/74 sayılı kararı, sözleşmenin feshi ile sözleşmeye uygun olarak 15.12.1999 tarihinde düzenlenerek verilen, bir başka anlatımla azledildiği 28.08.2000 tarihine kadar müteahhidin kullanmakta olduğu vekaletnamenin iptal edilmesiyle ilgilidir.

Mahkeme, davacı müteahhidin talepleriyle sınırlı olarak fesih ihbarının ve 15.12.1999 tarihli, yani müteahhidin kullanmakta olduğu vekaletnamenin azledilmesinin haksızlığına karar vermiştir.

Yargı kararı gereği müteahhidin sorumluluğu, yargı kararıyla da yürürlükte olduğu ve AYNEN uygulanması karara bağlanan sözleşmeye göre yapımını üstlendiği, ancak ilgili belediye tarafından mühürlenerek yapımı durdurulmuş inşaatları tamamlayarak teslim etmektir. Kooperatifin sorumluluğu da, 28.08.2000 tarihinde iptal ettiği 15.12.1999 tarihli vekaletnamenin aynısını müteahhide vermektir. Arsa sahibi kooperatif, müteahhidin sözleşmeyle üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirmesi için gerekli yetkileri fazlasıyla içeren ve 28.08.2000 tarihine kadar kullanmakta olduğu 15.12.1999 tarihli vekaletnameden daha kapsamlı vekaletnameyi düzenleyerek müteahhide vermiştir.

Müteahhidin vekaletname yokluğu ya da yetki eksikliği iddiaları hiçbir biçimde doğru değildir. Doğru olmayan bu iddianın haklılığını paylaşanlar ve iddia edenler, sözleşmede var olan ve sözleşmeye göre müteahhidin arsa sahibi adına tek başına kullanacağı yetkilerin neler olduğunu somut olarak belirtmeleri ve kanıtlamaları gerekir. Sözleşmede olamayan ve müteahhidin sözleşmeye göre yükümlülüklerini yerine getirmesi için gerekli olmayan yetkilerin müteahhide verilmesini isteyenler müteahhitle iş ve çıkar birliği içinde olanlardır.

Müteahhidin istediği, (açıktan söylemese bile) teknik şartnameye ve onaylı projesine uygun olmadan yaptığı ve yapmak istediği inşaatlara göre projeleri değiştirmek için, sözleşmede arsa sahibine ait proje değişikliği yetkilerini içeren bir vekaletnamenin kendisine verilmesidir. Arsa sahibi kooperatifinin, yapımı kararlaştırılan onaylı projelerin değiştirilmesine onayı yoktur. Arsa sahibinin kooperatifin, sözleşmede olmayan yetkileri güven duymadığı bir müteahhide, vermek istememesinden daha doğal ne olabilir ki?

Müteahhidin yapımını üstlendiği anlaşmazlık konusu mevcut inşaatları, onaylı projesine uygun yaptığını beyan ettiğine, bilirkişilerinde bu yönde rapor verdiğine göre projelerin değiştirilmesine, dolayısıyla müteahhidin de proje değişikliği yetkisine ihtiyacı da yoktur. Sözleşemeye uygun olarak düzenlenerek kendisine verilen vekaletnameyle, ilgili belediye tarafından yapımı mühürlenerek durdurulan inşaatları tamamlayıp yükümlülüklerini yerine getirebilir. Yok, müteahhit, yapımını üstlendiği inşaatları, beyanlarının ve bilirkişilerin raporlarının aksine, sözleşmeden kaynaklanan bir yetkisi, arsa sahibi kooperatifin de onayı olmadan, taraflarca yapımı kararlaştırılan onaylı projesine aykırı yapmışsa ve buna bağlı olarak ta onaylı projesine uygun olmadan yaptığı inşaatların projelerini, onaylı projelerini ruhsata bağlatmadan, işine ve çıkarına geldiği gibi yaptığı inşaatlara göre, tek başına ve istediği biçimde değiştirmek istiyorsa, buna müteahhidin yetkisi, arsa sahibi kooperatifin de onayı yoktur.

Arsa sahibi kooperatif, hisseli olan 28146 ada 2 parselle ilgili sözleşmenin feshini talep etmemiştir. Müteahhidin elinde, bu parseldeki inşaatı yapması, bir başka anlatımla bu parselle ilgili sözleşmenin gereğini yapması, yani, yükümlülüğünü yerine getirmesi için sözleşmeye uygun gerekli yetkileri içerir bir vekaletname vardır.

Dava konusu 27009 ada 12 ve 13 parseller ile 28146 ada 3 ve 4 nolu parsellerle ilgili kat karşılığı inşaat sözleşmesi davalı kooperatif tarafından haksız şekilde feshedildiği, doğru değildir. Arsa sahibi, 21.01.2007 tarihinde sözleşmeye uygun verdiği vekaletnameye rağmen müteahhidin inşaatları yapmaması, yapmamak içinde geçerli olmayan bahaneler ileriye sürmesi karşısında, sözleşmenin feshini mahkemeden istemiştir. Feshe ve fesih isteğinin haklı ya da haksız olduğuna mahkeme karar verecektir. Mahkeme bu konuda henüz bir karar vermemiştir. Müteahhidin, kooperatifin fesih talebini haklı ve yerinde bularak tazminat talebi ile dava açması kendi tercihidir, buna da mahkeme karar verecektir. Ancak, bu yetki konusu, Ankara 6.asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşen kararından sonraki anlaşmazlıkların çözümünü sağlayacak önemde olduğundan, açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

Daha öncede açıklandığı gibi, 28146 ada 2 numaralı parseldeki inşaatı yapması için, azledilen vekaletnameden daha kapsamlı, sözleşmeye uygun gerekli yetkileri içerir vekaletname düzenlenerek müteahhide verilmiştir. Verilmediği yönündeki iddia doğru değildir.

6.) “Bilirkişi raporunda taleplerimiz yönünden hesaplamaların yapılmasının kesin hesabın çıkarılması niteliğinde olduğu, mahkemece böyle bir görev verilmediğinden konunun teknik heyetçe değerlendirilmediği, mahkemece kesin hesabın çıkarılması ve rapor tanzimi isteniyorsa çok emek ve zaman alacağından ek bilirkişi ücreti takdir edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sayın bilirkişilerin kesin hesabın çıkarılması gerektiği yönündeki görüşlerinin hatalı olduğu düşüncesindeyiz. Zira dava konusu inşaatlar nakit karşılığı hak edişe konu olacak şekilde imal edilmemiş olup, kat karşılığı yapılmıştır. Dolayısıyla hak ediş ve kesin hesabı çıkarmaya dönük belgeler yönünden hesaplama yapılması gerekmemektedir. Bu nedenle inşaatların mevcut hali ile imalat bedellerinin hesaplanması yeterlidir… “Esasen Ankara 6.asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşen kararına konu, E. 2003/668 sayılı dosyası ile yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 13.10.2005 günlü raporda dava konusu inşaatlarla ilgili maliyet bedelleri 17.09.2005 günü itibariyle (keşif günü) ile çıkarılmış olup, bu bedellerin güncelleştirilmesi gereklidir… Bununla birlikte hesaplama yapılması ayrıca emek ve zaman harcanmasına neden olacağından miktarının takdiri mahkemeye ait olmak üzere sayın bilirkişilerin ek ücret taleplerinin yerinde olduğu görüşündeyiz.” Demektedirler…

Bu aşamada, yani, işin tasfiyesinde, ileriye sürülen görüşlerin dışında, dava konusu inşaatların tarafların talepleri doğrultusunda tespitleri yapılarak:

1-Ruhsata bağlı projesine bütünüyle aykırı yapılmış olmasına karşın, ruhsata bağlatılmamış projesine, sözleşmesine, sözleşmenin eki özel teknik şartnamesine, imar mevzuatına, arsa sahibi tarafından onaylı detay projelerine, ülkemizde yapılarla ilgili yürürlükteki yönetmelik ve standartlara tamamıyla uygun olarak yapılan, -onaylı projeleri ruhsata bağlanabilecek,- projesine, sözleşmesine ve tekniğine uygun tamamlanması halinde oturma izni alınabilecek inşaatların bedelinin tamamının,

2-İhale sonunda düzenlenen SÖZLEŞMESİNE VE ÖZEL TEKNİK ŞARTNAMESİNE, Ülkemizde yapılarla ilgili yürürlükteki YÖNETMELİK VE STANDARTLARA, Taraflar arasında, ihale sonunda düzenlenen sözleşmeye ve imar palanına uygun olarak hazırlanan, ilgili belediye tarafından da onaylanan, ancak, İmar Kanununa ve Sözleşmeye aykırı olarak müteahhit tarafından ruhsata bağlatılmayan ONAYLI PROJESİNE,uygun olmadan, kötü işçilik ve kalitesiz malzeme kullanılarak yapılan, yargı kararlarında da varlığı kabul edilen ve inşaatların yapım sürecinde düzeltileceği ifade edilen AYIPLI İMALATLARIN, SÖZLEŞMESİNE VE ÖZEL TEKNİK ŞARTNAMESİNE, FEN VE SANAT KURALLARINA, İMAR MEVZUATINA VE ONAYLI PROJESİNE, ( ruhsat alınabilecek biçimde) uygun duruma getirilmesi için yeniden yapılacak inşaatların bedelleri ile yıkım atıklarının (molozların) uzaklaştırma giderleri, ruhsat harçları ve cezaları, geçmiş döneme ilişkin imar cezaları, nefaset farkları, yatırılmayan vergi ve cezaları düşürülerek, mahkemece belirlenecek bedelin arsa sahibi kooperatif tarafından müteahhide ödenmesine,

3-Tarafların mutabakatıyla, sözleşmeye ve imar planına göre hazırlanan, ilgili belediyesince de onaylanan, “RUHSATA BAĞLI” projesine ve “RUHSATA BAĞLATILMAMIŞ” projesine aykırı olarak yapılan bu nedenlerle de projeleri ruhsata bağlanamayan, doğaldır ki, YAPIMI KARARLAŞTIRILAN ONAYLI PROJESİNE, SÖZLEŞMESİNE VE TEKNİĞİNE UYGUN TAMAMLANDIĞINDA DA OTURMA İZNİ ALINAMAYACAK imalatların, yıkılıp yeniden -onaylı projesine- uygun yapılacağı için ekonomik değerinden bahsedilemeyeceğinden, bedellerinin ödenmemesine, KARAR verilmesi gerekmektedir. Bilirkişilerin görevi de bunu hesaplayarak rapora bağlamaktır.

SONUÇ VE İSTEM____/ Bilirkişilerin incelemeleri ve yaklaşımlarıyla ilgili,

sunduğumuz geniş olarak açıkladığımızda belirttiğimiz nedenlerden

ötürü, teknik bilirkişilerin raporunu kabul etmiyoruz. Yukarıda ve

önceden sunulan nedenlerle bilirkişi heyetinin tarafsızlığı konusunda

haklı ve yerinde gerekçelerle kuşkuya düşmüş olduğumuzdan

rapora karşı olan itirazlarımızın YENİ BİR HEYET tarafından

değerlendirilerek EK RAPORA bağlanmasını müvekkilim kooperatif

adına saygı ile arz ve talep ederim..


Article printed from S.S. SAĞLIK ŞİFA KONUT YAPI KOOPERATİFİ: http://www.sagliksifakoop.org

URL to article: http://www.sagliksifakoop.org/?p=258

Copyright © 2009 S.S. SAĞLIK ŞİFA KONUT YAPI KOOPERATİFİ. All rights reserved.